Henüz yolların, traktörlerin ve fabrikaların olmadığı dönemlerde, zeytinler eski değirmen taşlarında ezilir ve ahşap şırnalarda kadınlar tarafından sıkılarak "Ayak Yağı" elde edilirdi.

Bu taze ve lezzetli yağ, sıcak bazlamaya banılarak tüketilir ve köylüler tarafından ilaç olarak da kullanılırdı.

Eskiden Latmos (Beşparmak) Dağları'nda yaşayan köylüler, sıktıkları zeytinyağını satmak için eşeklere yükleyerek patika yollardan şehre taşırlardı.

Aydın'ın Zeytin Ayak Yağı Geleneği Tarihi Bir Mirasın Hikayesi (3)Ancak bu yolculuklar risklerle doluydu; patika yolların kayalık olması nedeniyle yağ testileri sık sık kırılır ve zeytinyağı ziyan olurdu. Bu durumu önlemek için köylüler, keçi derisinden yapılmış tulumları kullanmaya başladılar.

Tulumun üzerindeki kıllar, fıstık çamı kozalaklarıyla sürtülerek deri kahverengiye dönene kadar işlenir ve ardından yağlar tulumlara doldurularak taşınır.

Aydın'ın Zeytin Ayak Yağı Geleneği Tarihi Bir Mirasın Hikayesi (1)Ancak zamanla, teknolojinin gelişmesiyle birlikte fabrikaların kurulmasıyla bu gelenek değişime uğradı. Ahşap şıranlar yerini modern preslere bıraktı, kadınlar artık yağı sıkmak için şıranın içinde değil, fabrikalarda çalışıyordu. Geleneksel yöntemlerin yerini modern üretim süreçleri aldı.

Buna rağmen, Aydın'ın zeytin ayak yağı geleneği hala yaşatılmaya çalışıyor. Bazı köylerde bu geleneksel üretim yöntemleri devam ettirilmeye çalışılıyor ve yerel halk, geçmişin tadını ve kültürünü korumaya gayret ediyor.

Aydın'ın Zeytin Ayak Yağı Geleneği Tarihi Bir Mirasın Hikayesi (2)Ancak bir gerçek var ki, Aydın'ın zeytin ayak yağı geleneği artık sadece bir hatıra olarak kalmış durumda.

Eski zamanların kadınları artık dizlerindeki dermanı kaybetmiş olabilir, ancak bu gelenek unutulmamış, şehrin zengin zeytin mirasının bir parçası olarak hafızalarda yaşamaya devam ediyor.

Kaynak: Cengiz Çelik