Tarihi seçim sonuçları, Almanya'nın doğu ve batı bölgeleri arasında giderek derinleşen bir uçurum olduğunu gösteriyor. Eğer federal seçimler yarın yapılırsa, son anketler AfD'nin Bundestag'daki en güçlü ikinci grup olabileceğini öngörüyor. Bu, Almanya'nın siyasi geleceği için endişe verici bir senaryo.
Doğunun Yükselişi ve Batının Karşı Koyması
Thüringen ve Saksonya'daki seçim sonuçları, AfD'nin bu bölgelerde büyük bir başarı kazandığını gösteriyor. Thüringen eyaletindeki lider Björn Höcke, ilk kez bir eyalet seçiminde oyların en az %30'unu alarak birinci parti olarak öne çıktı ve bu durum doğu eyaletlerinde bir sonraki hükümeti kurma yetkisini elde edebileceği anlamına geliyor. Saksonya'da ise AfD, muhafazakar Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ile başa baş bir yarış içinde görünüyor, ve bu eyalette de önemli bir güç haline gelmiş durumda.
Berlin'i çevreleyen Brandenburg eyaletinde de AfD'nin bu ay sonunda en güçlü parti olarak ortaya çıkması bekleniyor. Bu gelişmeler, Almanya'nın doğu ve batı bölgeleri arasında büyüyen siyasi ve sosyal uçurumun derinleştiğini gösteriyor.
Ekonomik ve Demografik Faktörlerin Ötesinde
Almanya'daki varsayım, doğu eyaletlerinin ekonomik olarak batıya yetişmesiyle birlikte siyasi görüşlerin de uyumlu hale geleceğiydi. Ancak mevcut durum bu varsayımı sorguluyor. Ekonomi ve demografi, seçim sonuçlarını açıklamak için yeterli olmuyor. Doğunun nüfusu batıdakilerden daha yaşlı, ancak son yıllarda batıdan doğuya göç eden insan sayısı artmış durumda. İşsizlik oranları yüksek olsa da, doğu ve batı arasındaki fark büyük değil. Daha önemli bir karşıtlık kuzey ve güney Almanya arasında gözlemleniyor.
Doğu eyaletleri son iki yıldır batıdakilerden daha hızlı büyüyor ve Tesla ile Intel gibi küresel oyuncuların yatırımları bu bölgelerde dikkat çekici bir ekonomik hareketliliğe neden oldu. Ancak, pazar gecesi yapılan oylamalarda göç seviyeleri Almanya genelindeki en düşük seviyelerden biri olarak kaydedildi. Doğu Almanların yaklaşık %19'u geri kalmış hissetiklerini belirtiyor, bu oran batıdaki %8'in iki katı.
AfD'nin Yükselişinin Kökenleri ve Toplumsal Etkileri
AfD, seçim kampanyalarında yalnızca mitingler düzenlemekle kalmadı, aynı zamanda sosyalist Doğu Almanya'nın dağılmasına eşlik eden barışçıl pazartesi protestolarını çağrıştıran şehir merkezlerinde "yürüyüşler" düzenledi. Ayrıca, Almanya'da cumhurbaşkanının doğrudan vatandaşlar tarafından seçilmesini talep eden tek parti konumunda bulunuyor.
AfD'nin yükselişinin altında yatan derin ırkçı düşünceler, doğuluları çok kültürlülüğe ve Batı Alman söylemlerine direnen daha "saf" Almanlar olarak gösteriyor. Uzmanlar, aşırı sağdan seçmenleri geri kazanmanın, yerel vatandaş meclisleri gibi yaratıcı yollarla doğrudan etkileşimle mümkün olabileceğini belirtiyor. Almanya'nın doğusu ve batısı arasındaki ayrımın durdurulması ve tersine çevrilmesi için, siyasi merkezin alışılmışın dışında düşünmeye başlaması gerektiği vurgulanıyor.