Yıllardır süregelen ve günümüzde de etkisini göstermeye devam eden iklim değişikliği, tüm canlıların yaşamını tehdit etmekle birlikte insanların psikolojilerini de etkiliyor. Mevsimlerde alışılagelmişin dışındaki değişimler, buzulların erimesi ve havanın her geçen gün daha da kirlenmesi gelecekte karşılaşabileceğimiz sorunların habercisi niteliğindedir. İklim değişikliğinin psikolojik etkileri, açık bir şekilde görülmese de depresyon, antisosyal davranış ve intihar gibi rahatsızlıklara yol açabilir ve bu nedenle iklim değişikliğinin hastalık, açlık ve diğer fiziksel sağlık sonuçları gibi etkileri olduğu düşünülüyor. İklim değişikliğinin birçok dolaylı etkisi, insanların yaşamlarına farklı derecelerde stres katabiliyor. Dolaylı ya da doğrudan tecrübe edilmiş olsun, iklimdeki değişiklikler stres, depresyon ve endişe ile sonuçlanabilecek zihinsel sağlık sorunlarına dönüşüyor. Sosyal Çalışma Uzmanı Rodi Özdemir ve Psikolog Yüksel Yumuşak, iklim değişikliğinin psikososyal ve psikolojik etkilerini aktardı.

"Anlık Hava Değişimleri Travmaya Sebep Oluyor"

İklim değişikliğinin psikolojimiz üzerinde olumsuz etkilerinin olduğunu ve yapılan araştırmalarla bu durumun kanıtlandığını belirten Rodi Özdemir, iklim değişikliğinin sonucunda ortaya çıkan aşırı hava olayları ve doğal afetlerin, akut stres bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ve depresyon gibi direk etkilere sebep olduğunu aktardı. Özdemir, "Hava durumu koşulları içerisinde anlık olarak süregelen ve bir şekilde değişen modlarımız ve duygu durumumuz ile en çok ilişkilendirilen istisnasız güneşli bir hava durumudur. Her ne kadar bu bağlantı pek çok insanın düşündüğünden çok daha zayıf olsa da, güneşin etkisinin duygusal anlamda kişileri pek çok açıdan olumlu yönde etkilediği, güçlendirdiği, negatif duygularımızı, stres ve yorgunluk seviyemizi azalttığı kanıtlanmış bir sonuçtur" dedi.

Whatsapp Image 2024 08 05 At 10.37.54 (1)

"Hava Sıcaklıklarına Uyum Sağlama Sürecimiz Farklı Tepkilere Neden Olabilir"

Kontrolümüz dışında değişen hava sıcaklıklarına uyum sağlama sürecimiz ile beraber bedenimizin ve zihinsel durumumuzun bu süreçte farklı tepkiler verebildiğini belirten Özdemir, "Bunlar; depresyon, öfke, iştah problemleri, duygusal dalgalanmalar, motivasyon düşüşü, yorgunluk ve isteksizlik, uyku düzeninde bozulma yani uyuyamama ya da çok uyuma ihtiyacı gibi durumlar yaşanabilir" dedi. Özdemir, iklim değişikliğinin toplumda endişeye mahal veren ve orta vadede krizin yaşanabileceğine dair huzursuz bir ruh hali yarattığını belirtti. Bu durumun yönetilmesi için mikro ve makro projelere destek vermek gerektiğini ifade eden Özdemir, iklim değişikliği ile mücadele etmek için psikolojik direnci artırmanın önemini vurguladı.

"Olumlu Yönden Algı ve Farkındalık Düzeyinin Oluşturulması"

İklim değişikliğiyle ilgili haberlerin insanların ruh sağlığı üzerindeki etkilerine değinen Özdemir, "Olumlu yönden algı ve farkındalık düzeyinin oluşturulması önemlidir. Olumsuz yöndeki etkileri ise kişilerin psikolojileri üzerindeki olası etkileridir" dedi. Özdemir, iklim değişikliğine karşı duyarlılık ve harekete geçme arasındaki ilişkinin günümüz toplumunda arttığını belirterek, çevre duyarlılığının toplumsal harekete dönüşmesinin zorluğuna dikkat çekti.

Whatsapp Image 2024 08 05 At 10.37.54

İklim Değişikliğinin Yoğun Görüldüğü Yerlerde Analizler Yapılmalı

İklim değişikliğinin psikososyal etkilerini anlamak için olumsuz etkilenen coğrafyalarda projeler yoluyla çalışmalar yapılması gerektiğini belirten Özdemir, genç nesil üzerinde bu tür projelerin yerinde görülmesinin önemini vurguladı. Özdemir, iklim değişikliğinin bireysel ve toplumsal etkilerini anlamak için farkındalık çalışmaları yapılması gerektiğini ifade etti.

"Türkiye Gibi Dört Mevsimin Yaşandığı Ülkelerde İnsanların Mevsimlerden Beklentileri Oluyor"

Psikolog Yüksel Yumuşak, iklim değişikliğinin yalnızca yaşamımız için gerekli olan kaynakların azalmasına değil, insan psikolojisinin de olumsuz yönde etkilenmesine sebep olduğunu belirtti. Yumuşak, "Dünya üzerinde kaynak yoksunluğundan hayata veda eden, bizim henüz rahatlıkla erişebildiğimiz su ve temel yiyecek gibi ihtiyaçlara ulaşamayan insanların var olduğunu bilmek bile bizi karamsarlığa itiyor. Özellikle Türkiye gibi dört mevsimin yaşandığı ülkelerde insanların mevsimlerden beklentileri oluyor. Alıştıkları mevsim özellikleriyle karşılaşamadıklarında ise kaygı başlıyor ve bu da insanlarda bir dengesizlik hissi yaratıyor" dedi.

"Z Kuşağı Daha Bilinçli Yetişiyor"

Yumuşak, Z Kuşağı olarak bilinen 2000 yılı ve sonrasında doğan gençlerin daha bilinçli yetiştiğini söylemenin yanlış olmadığını belirtti. Teknolojinin geldiği nokta sayesinde gençlerin daha bilinçli ve duyarlı olduğunu ifade eden Yumuşak, Z Kuşağı'nın çevreye sahip çıkma konusunda daha aktif olduğunu vurguladı.

Doğal Afetler ve Travma

İklim değişikliğinin beraberinde getirdiği doğal afetlerin, kuraklık, sel, toprak kayması gibi olayların bireylere direkt ya da dolaylı yoldan travma yaşattığını belirten Yumuşak, "Kişinin kendi tecrübe ettiği bir doğal afet sonucunda yaşadığı travma sonrası kaygı bozukluğu hayatı boyunca onu olumsuz etkileyebiliyor. Bir travmayla yaşamak kişi için her gün afet yaşamakla aynı anlama gelebiliyor" dedi. Yumuşak, travmaya yönelik profesyonel destek alınması gerektiğini vurguladı.

Antalyalı iş insanları yatırım alanları hakkında bilgilendirildi Antalyalı iş insanları yatırım alanları hakkında bilgilendirildi

Whatsapp Image 2024 08 05 At 10.37.54 (4)

Muhabir: Anıl Sarı