Netanyahu, bu kararın ardında, Ürdün üzerinden silah ve insan kaçakçılığı faaliyetlerinin artığını savunarak, "Burada kaçakçılık girişimlerine karşı sağlam bir duvar inşa edeceğiz. Bu konuda komşularımızla koordineli bir şekilde çalışıyoruz" dedi.
Sınır Güvenliği ve Koordinasyon
8 Eylül’de Kral Hüseyin Sınır Kapısı’nda yaptığı incelemeler sırasında konuşan Netanyahu, “Çok yönlü bir çatışmanın ortasındayız ve bu durumda Ürdün ile doğu sınırımızın güvenliğini sağlamamız gerekiyor. Burası barış sınırıdır ve öyle tutmak için de Ürdün ile işbirliği yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Başbakan, Ürdün üzerinden işgal altındaki Batı Şeria ve İsrail kentlerine yönelik silah ve insan kaçakçılığının artış gösterdiğini belirterek, bu durumu durdurmak için tüm taraflarla işbirliği yaptıklarını söyledi. Netanyahu, “Kaçakçılık girişimlerine karşı sağlam duvar inşa etmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu sınırların barış ve güvenlik sınırları olarak kalmasını sağlamak bizim için önemli” diye ekledi.
İsrail ve Ürdün Arasındaki Anlaşmazlık
İsrail ile Ürdün, 1994 yılında ‘Vadi Araba Anlaşması’ olarak bilinen barış anlaşmasını imzalamıştı. Ancak, son günlerde iki ülke arasında gerilim artmış durumda. İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, 13 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, İran Devrim Muhafızlarının Ürdün’e, oradan da Batı Şeria’ya silah ve para kaçırmak için Lübnan’daki Hamas ile işbirliği yaptığını iddia etti. Katz, bu durumun Ürdün sınırına hızlı bir şekilde duvar inşa edilmesini gerektirdiğini belirtti.
Ürdün’den Tepki
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, İsrailli Bakan Katz’ın açıklamalarına karşılık vererek, “Ürdün’ü hedef alan aşırılık yanlısı İsrailli yetkililerin yaydığı yalanlar ve uydurma iddialar, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, uluslararası hukuku ve Filistin halkının haklarını ihlal etmesi, İsrail’in bölgenin güvenliği ve istikrarı için en büyük tehdit olduğu gerçeğini gizleyemez” dedi.
Gözler Sınır İnşasında
İsrail’in planladığı bu duvar inşası, bölgesel güvenlik ve işbirliği açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, bu adımın uygulamaya konulması ve etkileri konusunda uluslararası topluluk tarafından yakından izlenecek. Sınırdaki gelişmeler, hem İsrail hem de Ürdün’ün güvenlik stratejileri üzerinde önemli etkiler yaratabilir.