Muhammet Kutlu'nun Çarpıtıcı İddiaları ve Tehlikeli Üslubu
Son dönemde köşe yazılarında, özellikle milli meselelerde tehlikeli ve sorumsuz bir üslupla kaleme alınan yazılar, kamuoyunda haklı bir tepki yaratıyor. Yeni Akit Gazetesi’nden Muhammet Kutlu’nun son yazısı da bunların başında geliyor. Türk Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’na yönelik asılsız ithamlar ve ağır suçlamalarla dolu bu yazı, sadece toplumu yanıltmakla kalmıyor, aynı zamanda bölücü ve kışkırtıcı bir üslup kullanarak milli birliğe zarar veriyor.
Gerçeklerden Uzak İddialar
Muhammet Kutlu’nun iddialarına baktığımızda, bunların herhangi bir somut delile dayanmadan tamamen spekülasyon üzerine inşa edildiğini görüyoruz. Yunan sahil güvenlik botlarının Türk karasularını ihlal ettiği iddiası, yetkili mercilerce defalarca yalanlanmış ve gerçeği yansıtmadığı açıklanmıştır. Ancak Kutlu, bu tür asılsız iddiaları tekrarlayarak halkı yanlış bilgilendirmekten çekinmiyor.
Sorumlu Gazetecilik Nedir?
Gazeteciliğin temel ilkesi, gerçekleri kamuoyuna doğru ve tarafsız bir şekilde aktarmaktır. Ancak Muhammet Kutlu, kalemini toplumu bölmek ve kışkırtmak için kullanmayı tercih ediyor. Eleştiriyi, yapıcı ve gerçekçi bir zemine oturtmak yerine, ağır ithamlar ve kişisel hakaretlerle milli kurumlarımızı hedef almak, sorumsuzca bir tavırdır. Sadece eleştirilen kurumları değil, bu yazılarla toplumun genel huzurunu da zedeleyen bir dil kullanmak, gazetecilik etiklerinden uzaktır.
Ayrıştırıcı ve Kışkırtıcı Üslup
Kutlu’nun yazısında dikkat çeken bir diğer husus, son derece ayrıştırıcı ve kışkırtıcı bir üslup kullanmasıdır. Türk ordusunun disiplinine ve itibarına gölge düşürmek, milli güvenlik gibi hassas konularda halkın güvenini sarsmaya yönelik bir çabadır. Bu tür söylemler, sadece düşmanlarımızın işine yarar. Ayrıca, bu tür ithamların milli bütünlüğe zarar verdiği ortadadır. Gerçek dışı ithamlarla Türk ordusunu “vatan hainliği” gibi ağır suçlamalarla hedef almak, bir gazetecinin sorumluluklarından tamamen uzaktır.
TSK nın Tavrı Ne Olacak?
Muhammet Kutlu gibi kalemler, gazetecilik mesleğinin ve sorumluluğunun gerektirdiği ciddiyetten uzak bir tavır sergilemektedir. Toplumu yanıltan, asılsız iddialar ve ayrıştırıcı söylemlerle kaleme alınan bu tür yazılar, gazetecilik değil, fitne yaymak olarak değerlendirilebilir. Bu tür yazılar, kamuoyunda gereksiz bir infial yaratmaktan başka bir amaca hizmet etmemektedir. Gazeteciler olarak sorumlu ve tarafsız bir dil kullanmak hepimizin görevi olmalıdır. Sosyal medyada Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ne tavır alacağı merak konusu oldu.
26 Eylül 2024 tarihli Muhammet Kutlu imzalı yazıda yer alan son paragraf şöyle: