Bugün okullar açıldı ve öğrenciler sıralarına oturdu; ancak 36 çocuğun sırası, sadece birer boşluk değil, geride kalanların hatırlaması gereken büyük bir sorumluluk yüklüyor. O boş sıralar, sadece kaybedilen hayatların değil, aynı zamanda ihmalin de bir sembolüdür.

Sömestr tatilini geçirmek için otelde bulunan bazı aileler, tatilin ardında en büyük kayıplarını yaşadılar. Çocuklarıyla birlikte hayatını kaybeden aileler, tatil yapma niyetiyle yola çıkmışken, bir daha geri dönemediler. Ailelerin sevinçle başladığı yolculuk, acıyla sonlandı. Ve o yolculuğun sonunda geriye sadece "yaşanacak daha çok hikaye vardı" diyen bir toplum kaldı. Ama bu hikayeler, ihmallerin gölgesinde yitip gitti.

İhmalsizlik, bir ülkenin en büyük hastalığı haline gelmemeli. Bu olay, sadece bir otel kazası olarak geçiştirilemeyecek kadar derin ve kayıpları büyük. Kaybolan hayatlar, kaybolan umutlar ve kaybolan gelecektir. Bu ülkede artık, yaşanacak ihtimallerin önünü kapatan bu tür ihmallerin daha fazla olmasına izin verilmemeli. 36 çocuğun hayatı, bir hatanın bedeli olarak gitmemeli.

Çocukların geleceği, ailelerin sevdikleriyle birlikte sağlıklı ve güvenli bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmesi için tüm sorumluluk sahipleri, ihmalin peşinden gitmeli bunu dilemek ne acı . Eğitim sisteminden, güvenlik önlemlerine kadar her alanda kayıp vermemek için tedbirler alınmalı, hesap sorulmalıdır. Çünkü kaybolan yalnızca canlar değil, bu ülkedeki toplumsal vicdan da bir arada kayboluyor.

Bu ülke, her kaybı, her ihmali, her eksikliği telafi edebilecek bir vicdanın arayışı içinde olmalı. Geride kalan boş sıraların, sadece birer simgesel boşluk olarak kalmasını istemiyoruz. O sıralara oturacak hayatlar, o çocuklar, güven içinde yaşamak hakkına sahip. Bu ülke, daha fazla yitirilen hayat görmek istemiyor... 

Muhabir: Sude Elif Sezen