İSTANBUL (AA) - Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Genel Cerrahi Uzman Doç. Dr. Hüsnü Aydın, paratiroid bezlerinin büyümesi ve fazla çalışmasının kemik erimesi, yüksek tansiyon ve mideyle bağırsak sistemindeki ağrılara neden olabileceğini bildirdi.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Aydın, paratiroid bezlerinin hastalık belirtilerini ve operasyon süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Memur ve Emekliler İçin Ocak Zammı Netleşiyor Memur ve Emekliler İçin Ocak Zammı Netleşiyor

Paratiroid bezlerinin boynun ön bölgesinde, tiroid bezlerinin yanında yer aldığını ve 4 küçük bezden oluştuğunu belirten Aydın, "Bu bezlerin her biri yaklaşık nohut tanesi büyüklüğündedir. Bu bezlerin ürettiği hormon kemiklere ve böbreklere, dolaylı olarak da bağırsaklara etki ederek vücudumuzun kalsiyum ve fosfor dengesini düzenler." ifadelerini kullandı.

Aydın, paratiroid bezlerinden herhangi birinde oluşabilecek büyüme ya da fazla çalışma, vücutta aşırı kalsiyum birikimine neden olduğunu aktardı.

Aşırı kalsiyum birikmesinin sonucunda böbrek taşları oluşabildiğini aktaran Aydın, "Kemiklerde kemik erimesi, mide ve bağırsak sisteminde ağrı ile tansiyon yüksekliğine neden olabilir. Paratiroid bezleri boynumuzda tiroid bezlerimizin önünde yer alan 4 küçük bezden oluşmaktadır. Her biri yaklaşık nohut tanesi büyüklüğündedir. Özellikle sık böbrek taşı düşüren hastalarda altta yatan kalsiyum yüksekliği, paratiroid bezinden kaynaklanan bir adenom açısından ayrıntılı olarak değerlendirilmelidir." uyarısında bulundu.

Kandaki kalsiyum ve parathormon seviyesine bakılarak paratiroid bezi değerlendirmesinin yapıldığını ifade eden Aydın, paratiroid bez hastalıklarının genellikle tek bezin lokalize olarak büyümesinden kaynaklandığını ve hastalıkların özellikle 50 yaş üzeri kadın hastalarda daha sık görüldüğüne dikkati çekti.

- "Yüzde 95 ila yüzde 99 bir başarıya sahibiz"

Aydın, hastalıkların tedavisine ilişkin "Ehil ellerde yapıldığında riskleri çok düşük olan bir operasyonla bu sürecin önüne geçmek mümkün. Paratiroid bezlerinin ameliyatından önce yaptığımız bazı tahliller var. Bu tahlillerde 4 bezden hangisinin büyüdüğünü anlayabiliyoruz. Ona göre daha az invaziv cerrahi operasyon yapıyoruz. Hastalık bir bezden kaynaklıysa, cerrahi tedavisi de küçük bir operasyonla yapılabiliyor. Yüzde 95 ila yüzde 99 bir başarıya da sahibiz." ifadelerini kullandı.

Hastalığın genellikle tek bezden kaynaklı olduğunun altını çizen Aydın, "Biz o bezi çıkardıktan sonra hastalığın nüksetme oranı da düşüyor. Yaşamın ilerleyen yıllarında diğer bezlerde de bir büyüme meydana gelip hastalığın yeniden nüksetmesi görülebiliyor. Fakat bu oldukça nadir görülen bir durumdur." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: aa