Mahruki, sosyal medya paylaşımlarında kullandığı ifadeler nedeniyle "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" ve "yargı organlarını alenen aşağılama" suçlarından hakkında soruşturma açılmasının ardından gözaltına alındı.

Mahruki, 12 Kasım 2024 tarihinde sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımlarla gündeme gelmişti. Söz konusu paylaşımlar, özellikle yargı organlarına yönelik eleştiriler ve yanıltıcı bilgiler içerdiği iddialarıyla dikkat çekmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, paylaşımlarda yer alan ifadelerin Türk Ceza Kanunu'nun 217/A maddesine aykırı olduğunu öne sürerek, Mahruki hakkında soruşturma başlattı.

Soruşturma kapsamında ifadesine başvurulmak üzere Çağlayan Adliyesi’ne çağrılan Mahruki, burada savcılığa açıklamalarda bulundu. Savcılık sorgusunun ardından, Mahruki’nin paylaşımlarının toplumda yanlış bir algı oluşturduğuna ve yargı organlarını hedef alan ifadelerin hukuki sınırları aştığına karar veren yetkililer, Mahruki’yi tutuklama talebiyle hakimliğe sevk etti. Sulh ceza hakimliği, savcılığın tutuklama talebini kabul ederek Mahruki’nin tutuklanmasına karar verdi.

Yargı Eleştirisi ve Suçlamalar

Mahruki’nin sosyal medya paylaşımlarında özellikle yargı organlarına yönelik sert ifadeler kullanması, soruşturmanın merkezini oluşturuyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Mahruki’nin paylaşımlarının "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" ve "yargı organlarını alenen aşağılama" suçlarını işlediğini belirtti. Bu suçlar, Türk Ceza Kanunu'nda ciddi yaptırımlarla düzenlenmiş olup, yargı organlarına yönelik yapılan hakaret ve yanıltıcı açıklamalar, hukukun temel ilkeleriyle çelişmektedir.

Sosyal medya paylaşımlarında, bazı ifadelerle yargı bağımsızlığının ve adaletin sorgulandığı, yanıltıcı bilgilerle toplumu yanlış yönlendirme amacı taşıdığı iddiaları dile getirilmişti. Mahruki'nin açıklamalarında yargı organlarının işleyişine yönelik ciddi eleştiriler yer almakta, bu durum da yargı kurumlarını küçük düşürme ve toplumda güvensizlik yaratma olarak değerlendiriliyordu.

Savcılığın Açıklaması ve Mahruki’nin Tepkisi

Soruşturma süreciyle ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, Mahruki’nin paylaşımlarındaki ifadelerin, Türk Ceza Kanunu’nun 217/A maddesi uyarınca "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçunu oluşturduğuna dikkat çekildi. Ayrıca, söz konusu paylaşımların yargı organlarını alenen aşağılamak suçunu oluşturduğu vurgulandı.

Mahruki ise savcılığa verdiği ifadeden sonra sosyal medya hesabından, tutuklama sürecine ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamasında, “Dün Savcı belli oldu, bu sabah Savcılığa geldim ve ifade verdim. Gayet iyi geçti görüşme ancak tutuklanmaya sevk edildim. Hakimin karşısına çıkmayı bekliyorum” dedi. Mahruki, kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili olarak hukuki sürecin devam ettiğini belirterek, tutuklanma kararıyla ilgili duygularını sosyal medya üzerinden takipçileriyle paylaştı.

Hukuki Sürecin Devamı ve Tepkiler

Mahruki’nin tutuklanması, yalnızca kendisinin değil, aynı zamanda toplumsal olaylar karşısında sosyal medya platformlarının ve kamuoyu oluşturma araçlarının nasıl kullanılması gerektiği konusunda da önemli bir tartışma başlattı. Birçok hukukçu, yargı organlarının hedef alınmasının ve yanıltıcı bilgilerin yayılmasının, kamu güvenini sarsan bir etki yaratabileceğine dikkat çekti.

Öte yandan, Mahruki’ye destek verenler de sosyal medyada seslerini yükseltti. Bazı kullanıcılar, Mahruki’nin fikir özgürlüğü kapsamında hareket ettiğini savunarak, tutuklamayı haksız bulduklarını dile getirdi. Diğer taraftan, Mahruki’nin söz konusu paylaşımlarının yargıya saygısızlık olarak değerlendirilebileceğini öne süren eleştirmenler de bulunuyor.

Yenidoğan Çetesi Davasın'da 2. Gün 12 Bin Yıl Hapis Cezası İsteniyor Yenidoğan Çetesi Davasın'da 2. Gün 12 Bin Yıl Hapis Cezası İsteniyor

Soruşturma ve tutuklama süreci, Türkiye’de sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımların hukuki sınırlarını ve sorumluluklarını yeniden gündeme getirdi. Mahruki’nin durumu, toplumsal ve hukuki anlamda önemli bir dönüm noktası olarak, medya ve hukuk dünyasında uzun süre tartışılmaya devam edeceğe benziyor.

Editör: Sude Elif Sezen