Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve amca Salim Güran, "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Davada suç delillerini yok etme suçundan yargılanan Nevzat Bahtiyar ise 4 yıl 6 ay hapis cezası aldı.
MAHKEMEDEN TARİHİ KARAR
Yaklaşık iki yıldır devam eden davada, sanıklar hakkındaki suçlamalar detaylı bir şekilde değerlendirildi. Mahkeme, anne Yüksel Güran ve diğer iki sanığın Türk Ceza Kanunu’nun 37/1, 82/1-d,e, 53/1 ve 63. maddeleri kapsamında cezalandırılmasına karar verdi. Kararda, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmedilirken, cezalar hakkında herhangi bir iyi hal indirimi uygulanmadı.
SANIKLARDAN SON SAVUNMALAR
Duruşmada sanıklara son savunmaları soruldu.
Anne Yüksel Güran, kızının katili olmadığını savunarak, “Rabbim şahidimdir. Bir Allah’ın kulunun yanında kızıma zarar vermedim. Şu an katilinin yanında cevap veriyorum. Beraatimi talep ediyorum,” dedi.
Ağabey Enes Güran ise suçlamaları kabul etmediğini belirterek, "Ben her zaman doğruyu konuştum, üzerime atılan suçları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum," ifadelerini kullandı.
Amca Salim Güran ise, "Narin benim canımdı, ona zarar verecek son kişi ben olurum. Suçsuzum, beraatimi talep ediyorum," diyerek kendisini savundu.
Sanıklardan Nevzat Bahtiyar ise, cesedi Eğertutmaz Deresi’ne sakladığını itiraf ederek, “Narin’i kesinlikle ben öldürmedim. Cesedi Salim Güran bana verdi, ben sadece taşıdım. Taşıma cezası neyse razıyım," dedi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos 2022’de kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde bulunmuştu. Olay, kamuoyunda büyük infial yaratmış, cinayetle ilgili geniş çaplı soruşturma başlatılmıştı.
KAMUOYUNDA BÜYÜK YANKI UYANDIRDI
Mahkemenin kararı, toplumda adaletin yerini bulduğu yönünde geniş yankı buldu. Narin Güran’ın ailesine verilen cezaların caydırıcı nitelikte olduğu ve benzer olayların önlenmesi adına önemli bir adım olduğu ifade edildi.
Sanıkların cezaevinde tutuklu yargılanmaya devam edeceği ve karara karşı istinaf yolunun açık olduğu bildirildi.
Bu trajik olay, masum bir çocuğun hayatının son bulmasıyla son derece üzücü bir örnek olarak kayıtlara geçti. Toplum vicdanında derin yaralar açan bu cinayetin ardından verilen kararın, adaletin tesis edilmesi adına önemli bir aşama olduğu değerlendiriliyor.