Yücel, açıklamasında, "Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Meclisinin kuruluşunun 104. yılıdır ve dünyada çocuklara bayram adamış tek ulus olmanın kıvancını yaşamanın günüdür" diyerek, 23 Nisan'ın önemine vurgu yaptı.

Ancak Yücel, açıklamasında, çağdaş demokrasilerde temelini oluşturan kuvvetler ayrılığı ilkesinin mevcut iktidarı döneminde yok edildiğini ve TBMM'nin büyük yara aldığını belirtti. Çocukların korunması konusunda siyasi iktidarın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini ifade etti.

Ayrıca, çocukların eğitim ve sağlık haklarından eşit koşullarda yararlanamadığını, çocuk işçiliğinin ve çocuk istismarının yaygın olduğunu dile getiren Yücel, resmi istatistiklere dayanarak çocukların maruz kaldığı olumsuzluklara dikkat çekti.

Adem YücelEğitim-İş Sendikası Osmaniye İl Başkanı Adem Yücel "Bugün, bu toprakların insanlarının tebaa olmaktan ulus olmaya geçtiğinin tescillenmesinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Meclisinin kurulmasının 104. yılıdır. Bugün, dünyada çocuklara bayram adamış tek ulus olmanın kıvancını yaşamanın günüdür.
Ulusun onurunu ve özgürlüğünü korumak için Büyük Önder Atatürk'ün Anadolu'da yaktığı bağımsızlık ışığı, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla tüm yurdu aydınlatmıştır.
Atatürk’ün önderliğinde bir yandan Kurtuluş Savaşı’nı yürütürken, öte yandan Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, devrimlerin gerçekleştirilmesinde yaşamsal rol üstlenen Türkiye Büyük Millet Meclisi, ulusal egemenliğin vücut bulduğu, demokratik rejimimizin temel kurumu olmuştur.
Ancak, çağdaş demokrasilerde rejimin temelini oluşturan yasama-yürütme-yargıdan oluşan kuvvetler ayrılığı ilkesi, AKP iktidarı döneminde yok edilmiştir. TBMM büyük yara almıştır. Milletin egemenliğinin üssü olan TBMM sembolikleştirilmiş, ülke KHK’larla yönetilir hale gelmiştir. AKP iktidarları süresince Cumhuriyet’in, eğitimden kültüre, sosyal ve demokratik haklardan adalete kadar tüm kazanımları sistematik biçimde geriletilmiştir.
Atatürk'ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı gün olan 23 Nisan'ı, bayram olarak armağan ettiği çocuklarımızın korunması konusunda da siyasi iktidar üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemektedir.
Çocuklarımız çağdaş, bilimsel, laik, kamusal eğitim alamamaktadır. Çocuk işçi sayısı, her geçen gün artmakta, hatta meslek okulları, MESEM’ler, kayıtdışı istihdama göz yumma politikaları vesilesiyle çocuk işçilik sıradanlaştırılmaktadır. Çocuklarımız, barınmadan sağlığa kadar birçok temel hakkına erişmekten uzaktır.
Okul çağında olmasına rağmen, sokaklarda, tarlada, fabrikada çalıştırılan, şiddetin, istismarın, zorla ve erken yaşta evliliklerin kurbanları olan milyonlarca çocuk bulunmaktadır.
Resmi istatistik kurumu TÜİK’in verilerine göre 2022’de 720 bin kız çocuğunun okuldan ayrıldığı görülmektedir.  Yine TÜİK verilerine göre, 2022 yılında 16-17 yaş grubunda evlenen kız çocuklarının sayısı 23 bin 906'dır.
Çalışma hayatında 2 milyona yakın çocuk işçi bulunmakta ve çocuk işçilerin yaklaşık yüzde 80’i kayıt dışı çalıştırılmaktadır. 2013-2023 yılları döneminde en az 671 çocuk iş cinayetinde yaşamını yitirmiştir. 
Okullaşma oranlarındaki yetersizlik çözülememiş bir sorun olarak ortada durmaktadır. İstatistiklere göre, ilkokul ve ortaokulda okullaşma oranlarında çok ciddi bir düşüş yaşanmıştır. 2013-2014 eğitim öğretim yılında okullaşma oranı ilkokullarda yüzde 99.57 iken, 2022-2023 eğitim öğretim yılında bu oran yüzde 93,85’e düşmüştür. 2013-2014 eğitim öğretim yılında yüzde 99.61 olarak gerçekleşen kız çocuklarının okullaşma oranı ise yüzde 93,82’ye gerilemiştir. Bu rakamlar, çocukların eğitim hakkından mahrum bırakıldığını ortaya koymaktadır.
Çocuk istismarı, çocuklara yönelik cinsel saldırı suçları, ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyenlerin aksine yaygın ve sistematik olarak işlenmektedir.
Yaşanan bu insanlık dışı suçları ise; 6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenilebileceği, babanın öz kızına şehvet duymasının günah olmadığı konusunda fetva verenlerin, karma eğitimi tahrik edici bulan ve yasaklamaya kalkanların siyasi iktidar tarafından korunup kollanmasının, Karaman örneğinde olduğu gibi ülkede yaşanan cinsel istismarların üzerinin örtülmeye çalışılmasının bir sonucu olarak görmekteyiz.
Devlet, “çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmek”le sorumludur. Ülkeyi yönetenler, çocukların korunmasına ilişkin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemektedir. Çocuklar taciz ve tecavüze karşı korunmasız bırakılmakta, çocuklar mağdur edilirken tecavüzcüler ise özgür bırakılmaktadır. Çocuk haklarına yönelik olarak ortaya çıkan tablo ülkemizde çocuk haklarının sadece kağıt üzerinde kaldığını göstermektedir" dedi. 

Yücel, açıklamasını "Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Vatanı korumak çocukları korumakla başlar' sözleri ışığında, tüm çocuklarımızın eğitim ve sağlık hakkından eşit koşullarda yararlandığı, her türlü istismar ve baskıdan uzak gelişimlerini sağlayabildikleri bir ülke hepimizin ortak özlemi olmalıdır" diyerek sonlandırdı.

Eğitim-İş Sendikası Osmaniye İl Başkanı Adem Yücel'in açıklamaları, çocuk hakları ve eğitim konusunda toplumda farkındalık oluşturmayı amaçlıyor.

Muhabir: Resul Özdil