Toplamda 213 delegenin oy kullanma hakkına sahip olduğu seçimlerde 207 sendika delgesi oy kullandı ve 1 oy geçersiz sayıldı. Osmaniye ve çevre illerden gelen katılımcılarla demokrasi şöleni havasında geçen seçimde iki liste yarıştı. Mevcut başkan Adem Yücel ile Eski başkanlardan Seyit Demir'in listeleri oylandı. 7 kişiden oluşan Yönetim Kurulu üyeliklerine Adem Yücel'in listesinden 6 kişi yer alırken Seyit Demir'in listesinden sadece Ahmet Şanlıer liste delerek yeni yönetimde yer aldı.
Öte yandan Denetleme, Disiplin Kurulu üyeleri Genel Merkez Üst Kurul delegesi ise mevcut başkan Adem Yücel'in listesinde yer alan isimlerden oluştu.
KÖKLERİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE
Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Mevcut Başkan ve Başkan adayı Adem Yücel, teşekkür konuşması yaptı.
Yücel konuşmasında " Köklerimizden Aldığımız Güçle… Türkiye Devrimi muallime ve muallimlerin birlik-beraberliği ile kazanılacaktır'' anlayışına sahip çıkan, gerek Kurtuluş Savaşı'nda yer alan, bağımsızlık ve aydınlık bir ülke uğruna canını veren, yurtsever ve devrimci ilk kuşak öğretmenler ve onların örgütleri bizim köklerimizdir.
"Elimde olsaydı tüm dünya okullarına insanın insanı sömürmemesi diye bir ders koyardım…" diyen, var olan toplumsal gerçekliği tanıyarak, ilerici bir eğitim sistemi kurmaya uğraşırken, bir yandan da gerici hamlelerle mücadele etmek zorunda kalan İsmail Hakkı Tonguç ve arkadaşlarının yolunu sürdürenler bizim köklerimizdir.
Daha sonra Köy Enstitüsü mezunlarının da içinde yer aldığı, okulu bitince atama formunda ''Atanmak istediğiniz il'' nedir sorusuna, ''Türk bayrağının dalgalandığı her yerdir'' diye yazan, Halkçı, Aydınlanmacı, Cumhuriyetçi Öğretmenler bizim köklerimizdir.
1964 yılında, bugün olduğu gibi iktidarın feodal ilişkilere, tarikatlara yaslanarak güçlendiği dönemde ''Türkiye'mizi ortaçağ karanlıkları içinde yaşatmak isteyen gerici zihniyetin hala yok edilmediği ve bir kısım sorumsuz politikacıların, din ve maneviyat sömürücülerinin kendi menfaat düzenlerini bir parça daha sürdürmek amacıyla Atatürk ilkelerine ihanet ettiklerini gören biz Atatürkçü teşekküller, bütün gericilik kaynaklarını kurutmak ve Türkiye'mize demokrasi ve çağdaş uygarlık kapılarını kesin bir şekilde açmak için bir mücadeleye karar vermiş bulunuyoruz'' diyen öğretmenler bizim köklerimizdir.
1968'de Devrimci Eğitim Şura'sını toplayan, 1969'da 40 bin kişinin katıldığı Büyük Eğitim Yürüyüşü' nü gerçekleştirenler, yine 1969'da 110 bin öğretmenin katılımıyla 4 günlük bir grevi başlatanlar bizim köklerimizdir.
12 Eylül 1980 faşist darbesiyle öğretmen örgütleri kapatıldıktan sonra 28 Mayıs 1990'da ilk Eğitim-İş'i kuranlar bizim köklerimizdir.
Sürgünler, cezalar ve türlü bedeller ödenen mücadele, şimdi Eğitim-İş'tir.
17 Ekim 2005'te yeniden kurulan; Emek'ten, Cumhuriyet'ten yana öğretmenlerin ve tüm eğitim emekçilerinin mücadelesidir.
Evet, bizler emekçiyiz. Biliyoruz ki, toplumsal koşullar değişmedikçe hiç birimizin, yurttaşların hiç birinin, emekçilerin hiç birinin yaşamı ve koşulları değişmez. Biz eğitim emekçileri, toplumsal koşulları değiştirme gücüne ve iradesine en fazla sahip olanlarız. Biraz önce saydığım köklerimiz de bunun tarihsel ispatıdır.
Mirasını paylaştığımız öğretmen örgütlerinin üyelerini, yitirdiğimiz meslektaşlarımızı, Aydınlanma ve Cumhuriyet Devrimi'nin adsız kahramanlarını, Kurtuluş Savaşı'nda şehit olmuş Türkiye Muallime ve Muallimler Birliği üyelerini, Kubilay Teğmeni, Tonguç Babayı, Enstitülüleri, TÖS'lü-TÖBDER'li Cumhuriyet'in devrimcilik ilkesini mesleğin gereği olarak hiç terk etmemiş öğretmenleri saygıyla anıyorum.
Cumhuriyet sevdalısı Eğitim-İş'in tüm üyelerini saygıyla selamlıyorum. Emek ve Cumhuriyet mücadelemizi derste, alanda, sırada, meydanda, adliye koridorlarında omuz omuza yükselttiğimiz Osmaniye Örgütümüzün tüm yoldaşlarına, yol arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
2020 Ekim ayında ''Köklerimizden Aldığımız Güçle Biz Varız; Göreve Hazırız'' diyerek çıktığımız yolda, mücadelemizi memleket toprağı Çukurova gibi verimli, üretken; kararlarımızı Harun Reşit kalesi gibi sağlam ve direngen eyleyen Osmaniye örgütümüzün bize verdiği görev 2. Olağan Genel Kurulumuzun toplanmasıyla sona eriyor.
Aradan geçen bu sürede tüm gerici ve emek düşmanı saldırılara rağmen, Mustafa Kemal'in yaktığı ateşi, gericilere karşı 1933'te bizzat Bursa Nutku'nda bizlere verdiği görevi hiç unutmadık. Ve görevimiz resmi olarak bitse de mücadelemiz devam edecek!
Köklerimizden aldığımız güçle ve onlarla beraber, Türkiye işçi sınıfının ellerini toprağa basıp doğrulacağı zamana hazırlanacağız. ''Yeni Türkiye'' hedefiyle Cumhuriyet'in bütün kazanımları gasp eden, Anayasa'nın laiklik ilkesini ayaklar altına alan, devletin bütün kurumlarının içini boşaltan ve holdingleşen tarikatların işgaliyle, toplumun üzerine bir karanlık gibi çöken gerici kuşatmayla;
Kimsesizlerin kimsesi olsun diye kurulan Cumhuriyetin çocuklarını, bugün şeyhlere dervişlere mürit yapmak uğruna, tarikat evlerinde ölüme, istismara terk eden, bakımsız KYK yurtlarında hayatlarını tehlikeye atan, sanayide işletmede ucuz işgücü yapan bu gerici-sömürücü karanlıkla; 100 yıl önce işgalcilere ve emperyalizme karşı kazanılan zaferden, bugün ülkemizin toprağını, suyunu, madenlerini, kaynaklarını emperyalistlerin yağmasına açan, Cumhuriyetle hesaplaşmaya çalışan bu işbirlikçi iktidarla;
Kadınların Cumhuriyetle kazandığı haklarının kökünü kazımaya, laik hukuk yerine Şer'i hükümler koymaya, Medeni Kanunu, Anayasayı tartışmaya açmaya, emekçilerin emeğini sömürmeye, çağdaş toplumun yurttaşı yerine tebaa yaratmaya, ulus bilincini unutturup ümmetçilikle emperyalizmin taşeronu olmaya devam eden bu anlayışla;
Sömürü ve gericilikle; Çocuklarımızın laik, bilimsel, nitelikli eğitim hakkını gasp ederek, Osmanlı'ya öykündüğü medrese modeli okullar açma yolunda Cumhuriyetin tüm kazanımlarını yok etmeye çalışanlarla; 100 yıl önce işgale, saltanata ve gericiliğe karşı zafer kazanan, Cumhuriyetle birlikte kök salan birikimden aldığımız güçle ve aynı kararlılıkla mücadele edeceğiz. Büyük Usta Nazım'ın emperyalistlere seslendiği, ''…ve istiklal ve hürriyet uğruna ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek, ve yârin yanağından gayri her yerde, her şeyde, hep beraber, diyebilmek için, yürüdü peşince Bedreddin'in O, tornacı Hasan, köylü Mehmet, öğretmen Ali'dir. Kaya gibi yumruğunun son ustalığı: 922 yılı 9 eylülüdür.'' dizelerindeki gibi; Zulme karşı istiklal ve hürriyet uğruna dövüşen tüm Anadolu halkının kararlılığıyla, Biz tornacı hasan, köylü memet, öğretmen ali, biz cumhuriyeti canı pahasına yaşatan Uğur Mumcu, Türkan Saylan ve Cumhuriyet'in nice adsız kahramanları, Biz Mustafa Kemal'in Öğretmenleri, Ant olsun ki; Cumhuriyeti yaşatacağız.
Laik, Çağdaş Cumhuriyet'i tekrar kazanacağız. Emeğimizin onurunu koruyacak; İnsanca Yaşam, Çağdaş Bir Toplum ve Onurlu Bir Gelecek mücadelemizi yükselteceğiz. Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz! Yaşasın Eğitim İş! Yaşasın Emek ve Cumhuriyet Mücadelemiz! Tüm köklerimizin anısına saygıyla… Tüm köklerimizin anısına saygıyla" şeklinde konuştu.
Yeni seçilen yönetim kurulu listesinde Adem Yücel, Saadet Tekerek, Kubilay Güvel, Fevzi Yalçın Yücel, Ümit Bülbül, Necdet Babaoğlan, Ahmet Şanlıer isimleri yer aldı.
Şube Denetleme Kurulu üyeliklerine ise Emine Çiğdem Uludağ, Alper Altunok, Ahmet Kansu seçildi.
Şube Disiplin Kurulu üyelerine ise Neslihan Salgut, Cahit Özensoy, Şükrü Cansız seçildi.
Genel Merkez Üst Kurul Delegeleri ise Kubilay Güvel, İbrahim Türker Ünal isimlerinden oluştu.
Eğitim-İş Osmaniye Şubesi'nde Yeni Dönem
Eğitim-İş Sendikası Osmaniye Şubesi 2. Olağan Genel Kurulu, Osmaniye Sanayi ve Ticaret Odası toplantı salonunda gerçekleştirildi.
Editör: Resul Özdil
Yorumlar