Bu müzik türünün kraliçelerinden biri olan Bergen, Türk arabesk müziğinde unutulmaz bir iz bırakan isimlerden biridir. Kendine özgü tarzı ve içten yorumu ile dinleyicileri derinden etkilemiş, müziğin duygusal zenginliğine yeni bir boyut kazandırmıştır.
Bergen'in kariyeri, 20. yüzyılın ikinci yarısında başlamış ve kısa sürede büyük bir hayran kitlesi kazanmıştır. Hayatının çeşitli dönemlerinde yaşadığı zorlukları müziğine yansıtan Bergen, acı dolu şarkıları ve hüzünlü melodileri ile dinleyicilerine duygusal bir yolculuk sunmuştur.
Arabesk müziği sadece bir müzik türü olmanın ötesinde, toplumun sosyal ve kültürel dokusunu yansıtan bir sanat formu haline gelmiştir. Bergen'in ardından gelen Esengül, Güllü gibi sanatçılar da bu müzik türünü sürdürmüş ve zenginleştirmiştir. Arabesk, hayatın acı tatlı anılarını yansıtan, halkın duygusal dünyasına tercüman olan bir sanat olma özelliğini sürdürmektedir.
Bergen'in müziği, sadece bir dönemin değil, Türk arabesk müziğinin temel taşlarından biri olmuş, izleyen nesillere ilham kaynağı olmuştur. Onun eserleri, bugün bile dinleyicilerle buluşarak Türk müziğinin zengin mirasını sürdürmektedir.