ADANA (AA) - Adana'da, "Ulusal Hububat Konseyi 2024 Mısır ve Buğday Kongresi" gerçekleştirildi.

Vali Yavuz Selim Köşger, Adana Ticaret Borsası ev sahipliğinde Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın katılımıyla kentte bir otelde düzenlenen kongrede, Adana'da önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.

Adana ve Çukurova'nın tarih boyunca bereketin simgesi olduğuna değinen Köşger, "Toprağın yer yer 3, 4 kez hasada durduğu, dört bir yandan zenginlik fışkıran bu coğrafya ekolojik koşulların elverişliliği ve hepsi birbirinden önemli özgün olan projelerimizin hayata geçmesiyle geçmişte olduğu gibi gelecekte de temiz ve güvenilir gıdaya ulaşma konusunda ülkemizin sigortası olacaktır." diye konuştu.

- "Biz kendi kendine yeten bir ülkeyiz"

Ulusal Hububat Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar da 2021'de kuraklık nedeniyle buğdayda verimin 17 milyon tona kadar düştüğünü hatırlattı.

Buğdayın 2022'de Türkiye'nin ihtiyacını karşılaşacak şekilde üretiminin gerçekleştiğine değinen Taşpınar, Kovid-19 ve savaş döneminde de sıkıntı yaşamadıklarını belirtti.

Bolluk içerisinde 2023 yılını geçirdiklerini anlatan Taşpınar, şöyle devam etti:

"Geçen yıl başlangıcında çok kötü bir senaryo vardı. Kış yağışları hiç yoktu. İlkbaharda da yağmur olmayacak gibi gözüküyordu ama ikinci aydan sonraki yağan yağmurlarla birlikte de 22 milyon ton buğday, 9 milyon ton arpa, 9 milyon ton üzerinde mısır, 900 bin ton çeltik gibi diğer yulaf ve çavdarla birlikte 42,2 milyon ton ülke genelinde hububat hasılası gerçekleşmiş oldu. Bu da uzun yıllar ortalamasında neredeyse yüzde 10 civarında fazla ürün elde etmiş olduk."

Taşpınar, geçen yıl rahat bir sezon geçirdiklerini belirterek, burada süreci Tarım ve Orman Bakanlığının çok güzel yönettiğini vurguladı.

Çoğu ülkede sıkıntılar yaşanmasına rağmen Türkiye'de sıkıntı yaşanmadığına dikkati çeken Taşpınar, şu değerlendirmede bulundu:

"Geçen yıl 5,4 milyon dolar civarında bir ihracat fazlası verdik. Ondan önceki yıl da yine aynı şekilde. Buna yakın bir ihracat fazlası. Dolayısıyla biz kendi kendine yeten bir ülkeyiz. İhracatımız, ithalatımızdan çok fazla. Bir tarım ülkesiyiz. 4 değişik mevsimi, 7 coğrafi bölgesi bulunan güzel bir tarım ülkemiz var. Tarımımıza sahip çıkmamız gerekiyor. 23,4 milyon hektarlık bir tarım alanı var. Bu tarım alanının içerisinde hububat, diğer yağlı tohumlar ve endüstri bitkileri de yetişiyor. Dolayısıyla birisini fazla ektiğiniz zaman diğerini eksiltmek durumunda kalıyorsunuz ve yurt dışından ithal etmek durumunda kalıyorsunuz. Yıllardan beridir de yine söylemiş olduğumuz bir konu var. 'Bir üretim planlamamız yok, üretim planlamamız olsaydı bu patatesler, depoda çürümezdi, bu soğanlar olduğu yerde çürümezdi, etmezdi, bu domatesler şarampole dökülmezdi' falan diye. Şimdi çok şükür yine Tarım ve Orman Bakanımız döneminde gerçekleşmiş olacak. İnşallah bu yıl ekim ayından itibaren de başlayacak."

Taşpınar, ürün ve üretim planlamasıyla bir ürünün çok fazla ekilip de fiyatlarının düşmesini engelleyeceğini ve ürünün kıtlığının yaşanmayacağını dile getirdi.

Sadece üretim planlamasının değil sözleşmeli üretiminde gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkati çeken Taşpınar, sözleşmeli üretimle çiftçi ve üreticinin çok rahat şekilde üretim yapmasını sağlayacağını vurguladı.

- "Makarnalık buğday ihracatı yerine mamul madde ihracatının yapılması önemlidir"

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ticaret Borsaları Konsey Başkanı Hüseyin Çevik, son üç yılda bitkisel ve hayvansal üretimin gıda güvenirliği açısından stratejik olduğunun ortaya çıktığını, küresel ölçekte izlenmesi ve yönetilmesi gereken bir alan olduğunu belirtti.

Türkiye'de son dönemde alınan kararların tarım için önemine değinen Çevik, ülke açısından hububatın bitkisel ve hayvansal üretiminin omurgasını oluşturduğunu söyledi.

Değişen ve gelişen koşullar karşısında zamanında yapılan fevkalade tedbirlerin önemli olduğuna dikkati çeken Çevik, şöyle devam etti:

"Üretimden yana politika, üreticilere verilen hazine destekleri yanında geçen yıl rekolte yüksekliğimize bağlı olarak yaşanılan olağanüstü dönemde Toprak Mahsulleri Ofisimizin piyasayı regüle görevini en iyi şekilde yaparak üreticinin malının yerde kalmaması için çaba göstermiştir ve başarılı olmuştur. Bundan dolayı da üreticilerimiz çok memnundur. Bu yıl da hububat üretiminin sürdürülebilirliği için girdi maliyetleri dikkate alınarak desteklemeler ile buğday ve arpada verilen hazine desteği bu kapsamda arttırılmalıdır. Birlikte, biriken stok ve finans yükünün devlete kalmaması için Toprak Mahsulleri Ofisinin alım fiyatları, uluslararası piyasalarla paralellik arz etmelidir. Ürün piyasaları değerlendirmesi bu şekilde yapılmalıdır."

Hububata dayalı mamullerde dış ticaret fazlası olan Türkiye'de önemli miktarda stok fazlası makarnalık buğdayın ihraç edildiğine değinen Çevik, "Bu yıl makarnalık buğday ekilişlerindeki artıyı görmekteyiz. Güneydoğu Anadolu'da yüzde 70-75'lere varan bir makarnalık ekilmektedir. Uygulamaya konulacak üretim planlaması ile makarnalık buğday üretiminin ihracatımız ve içerideki tüketimimize göre planlama yapılması gerekmektedir. Makarnalık buğday ihracatı yerine mamul madde ihracatının yapılması çok önemlidir. İşlenecek makarnalık buğdayla ortaya çıkacak olan kepek ve çıkıntı gibi maddelerde yem sektörümüz için elzemdir." ifadelerini kullandı.

- "Desteklemeler dünyayla rekabet edebileceğimiz düzeye çıkarılmalıdır"

Çevik, Türkiye'nin buğday üretiminin yüzde 70'inin ekmeklik, yüzde 30'unun da makarnalık olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Un ihracatımız 4 milyon ton civarına gelmiştir. Makarna ihracatımız 1,5 milyon ton civarındadır. Bulgur ihracatımız 235 bin ton civarındadır. 2023 ve 2024 yılı döneminde dahilde işleme izin belgesi kapsamında makarnalık buğday ithal edilmemiştir ama 2023 yılı temmuz ayından bugüne kadar 6,5 milyon ton ekmeklik buğday ithal edilmiştir. Bu sene buğday ekim alanının yüzde 5 veya yüzde 8 civarında tahminlerimiz var, artış gözükmektedir. Bu artış ise makarnalık ekimine kaymıştır. Mamul madde karşılığı ithal ettiğimiz ekmeklik buğdayın daha fazla üretimi için üreticiler teşvik edilmeli, ekim alanları arttırılmalıdır. Bitkisel üretimimizin su kaynaklarımız ve ülkemiz ihtiyacı gözetilerek tüketim, ihracat ve benzeri parametrelerle planlamalar yapılmalı, ayrıyeten desteklemeler dünyayla rekabet edebileceğimiz düzeye çıkarılmalıdır."

Adana Ticaret Borsası Şahin Bilgiç de mısır ve buğdayın tarım sektörünün en önemli ürünlerinden olduğunu söyledi.

Bu ürünlerin hem gıda güvenliği hem de ekonomik değer oluşturma noktasında büyük önem taşıdığını vurgulayan Bilgiç, "Ülkemizin tarım sektöründe kendine yetebilmesi ve dışa bağımlılığının azaltılması için bu iki temel ürünün üretim ve işlenmesi hayati bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda tarımda üretim planlamasının hayata geçirilmesi sektörün gelişmesine ciddi ve büyük katkılar sağlayacaktır." diye konuştu.

Ulusal Hububat Konseyi 2024 Mısır ve Buğday Kongresi, oturumlarla devam ediyor.

Kaynak: aa