Ancak, zamanla bu araba halk arasında "Hacı Murat" olarak anılmaya başlandı ve bu isim, bir efsanenin doğmasına zemin hazırladı.
1970'lerde Türkiye’de Hacca gitmek serbestti ve ilk olarak Murat 124 ile bu kutsal yolculuğa çıkan vatandaşlar oldu. Bu ilklerin ardından, Murat 124'ün bu anlamlı adı halk arasında "Hacı Murat" olarak yerleşti. Hatta bu yoğun ilgi, Arabistan yetkililerinin arabayı incelemeye almasına yol açtı. Bu dönem arasında toplamda 134 bin adet üretilmişti.
Halk arasında bu arabanın yaşadığı kutsal tecrübe, bazı satıcıların “İki kez Hacca, iki kez Ümre’ye gitmiştir” gibi ilanlar vermesine yol açtı. Ayrıca, kutsal toprakları gördüğü için bu arabayı satın alan bazı kişiler de vardı. Satılık ilanlarında "İki kez hac görmüş araba" gibi ifadelerle duyurulan Hacı Murat’lar, bu efsanenin ne kadar derinlere kök saldığını gösteriyor.
Ancak, Hacı Murat’ın ünü sadece kutsal yolculuklarla sınırlı kalmadı. Kimileri bu arabayı “yürüyen tabut” olarak adlandırsa da, motorunun neredeyse hiç arıza yapmadığı gözlemlendi. Bu özellikleriyle Hacı Murat, Türk otomotiv tarihinde kendine özgü bir efsane haline geldi.
Hacı Murat, sadece bir otomobil değil, aynı zamanda Türk halkının hafızasında yer edinmiş bir efsane olarak yaşamaya devam ediyor. Kim ne derse desin, Hacı Murat’ın otomotiv tarihindeki yeri ve Türk halkının gönlündeki yeri tartışmasız bir gerçek.