Osmaniye'de depremden en fazla zarar Esenevler Mahallesi sakinleri adına açıklama yapan Dr. Bengü Başlamışlı İmadoğlu, Yetkililere Seslendi: "Osmaniye Üvey Evlat mı?" dedi.
6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş depremleri, Osmaniye'yi derinden etkiledi. Bu yıkıcı depremde 1010 kişi hayatını kaybetti, 2500 kişi yaralandı. Dr. Bengü Başlamışlı İmadoğlu Depremin ardından afet bölgesi ilan edilen Osmaniye, mücbir sebeple vergi yükümlülüğü ertelemesinden mahrum bırakıldığını söyledi.
Esenevler Mahallesi sakinleri adına konuşan Dr. Bengü Başlamışlı İmadoğlu, Osmaniye'nin neden bu şekilde ayrımcılığa maruz kaldığını sorguladı.
Esenevler Mahallesi sakinleri adına açıklama yapan Dr. Bengü Başlamışlı İmadoğlu "Bilindiği gibi 6 Şubat 2023 depreminde ilimizde 1010 kişi hayatını kaybetmiş, 2500 kişi yaralanmıştır. Kahramanmaraş depremleri sonrası afet bölgesi ilan edilen şehirlerden Osmaniye, mücbir sebeple vergi yükümlülüğü ertelemesinin dışında bırakıldı. Osmaniye üvey evlat mıdır?
Bu can kayıplarının ve yıkımın en yoğun yaşandığı bölge 400 kişiyle ESENEVLER MAHALLESİ’ dir. TOKİ tarafından yeniden yapımına başlanan Metin Tamer Sitesi’nde can kayıbı 132 kişi ve Sefa evlerde can kaybı yaşanmamıştır. Bu 2 sitenin ihalesi tamamlanmış , çözüme kavuşmuşlardır. Bu bizler için umut verici bir gelişmedir.
Felaketin üzerinden 17 ay geçmesine rağmen, rezerv alanı ilan edilen EN YARALI BÖLGE Esenevler Mahallesi ‘nin akibetiyle ilgili mahalle sakinleri halen endişe içindedir.
Sn Devlet Bahçeli Konutu ve ailesinin de doğup büyüdüğü bu mahalle ; vali konağı ve hükümet konağına da çok yakın bir tarihe kadar ev sahipliği yapmış güzide bir mahalledir.
İstasyon Caddesi; sonunda Tren Garı olması,şehrin önemli ulaşım aksını oluşturmaktadır , hızlı trenden sonra Kahramanmaraş, Gaziantep, Adana, Tarsus , Mersin gibi önemli şehirlerle bağlantı kat be kat artacaktır.İstasyon Caddesi stratejik konumu, şehir hafızasındaki önemiyle ve en çok can kaybıyla da özel ilgiyi haketmektedir. Genel itibarıyla düşüncelerimiz şunlardır:
1- Esenevler Mahallesi arsa bedelleri yüksek, çarşı ve şehir meydanıyla direk bağlantılı olduğundan, DÜŞÜK KAT SAYISI maddi manevi kayba neden olacaktır!
Düşük kat sayısı nedeniyle küçük m2 lere mecbur olmak durumunda, demografik yapı da değişecek, 1-3 kişilik aileler bu bölgeyi tercih edecek, maalesef 180 m2 civarı standarta alışık mahalle sakinleri dağılacaktır. 9 kat civarı yapıların yerine 5 kat yapılacağından, komşularımızdan kopmak söz konusu olacaktır. Türk toplumunda komşuluk çok kıymetlidir. Yakınlarımızı komşularımızı kaybetmek , o felaketi İstasyon Caddesi’nde yaşamak korkunç ve etkisinden asla kurtulamayacağımız bir travmadır.
En fazla ölüm ve yıkımın yaşandığı Esenevler Mahallesi sakinleri yaralarının sarılmasını beklemektedir.
Depremden bu yana 2 kattan fazla ruhsat izni verilmeyen Yaveriye bölgesindeki o bozuk zeminde dahi, 9-10 katlı TOKİ konutları hasarsızdır.
Bu durumda Yaveriye’ den çok daha iyi zemine sahip Esenevler Mahallesi’nde TOKİ yapmak şartıyla 9 kat yapılması konusu gündeme gelmelidir. Böylelikle herkes yine kendi dairesinde benzer metrekare ve komşularıyla yine oturabilir. Kat sayısı artmasa dahi Esenevler Mahallesi’nde çok geniş kamu alanları rezerv alana dahil edildiğinden, rahatlıkla metrekare sorunu çözülecektir. Bu bizim için şimdilik hüzünlü bir hayal.
Asrın felaketi öncesi geniş ve nezih konutlarda yaşamakta olan mahalle sakinleri, kiralık evlerde, başka şehirlerde, başka mahallelerde, Konteyner Kent’ te hayatlarını idame ettirirken, özlemle caddenin eski günlerine kavuşmasını beklemektedir.
2- Diğer bir endişe sebebi BELİRSİZLİK, maddi olarak önümüzü görmememizdir, ortada ne proje, ne de bedeli belli değilken , neyi kabul edip neye itiraz edeceğimizi bilememekteyiz.
Rezerv alana itiraz eden mülk sahipleri, doğal olarak müstakil tapu sahipleri ve az hasarlı yapılardır. Dolayısıyla deprem mağduru değillerdir.
Biz deprem mağdurları, ağır hasarlı ve acil yıkılıp evsiz -eşyasız geçici olarak bir yerlere sığınan hak sahipleriyiz , yetkililerden acilen ve öncelikli olarak çözüm beklemekteyiz.
Çözüm noktasında da halen mevcut olan belirsizlik bizleri üzmekte, karamsarlığa sürüklemektedir.
3- TOKİ tip projeleri Çukurova iklimine uygun değildir. Pencereler daha büyük , balkonlar daha geniş ve havadar yaşam alanları olan bir mimari , bölgemiz için çok önemlidir. Gelişmiş teknolojilerle çok daha çağdaş, sosyal alanları, parkları olan tasarımlar mümkün olmalı. Proje yarışması dahi yapılabilirdi.
En büyük dileğimiz yaralarımızın bir an önce sarılması ve bu belirsizliğin son bulması, kasvetli yıkılmayı bekleyen -yıkık yapıların yerine , modern mimariye sahip huzurlu , yine güzide komşularımızla bıraktığımız yerden hayatımıza bir an önce devam etmektir" dedi.
