Yücel, kanunun mevcut içeriğiyle öğretmenlerin haklarını zayıflatacağını ve mesleği itibarsızlaştıracağını belirtti. "Haklarımıza ve taleplerimize sahip çıkıyoruz!" ifadesiyle konuşmasına başlayan Yücel, öğretmenlerin sesini duyurmanın önemine vurgu yaptı.
MEB'İN İLGİSİZLİĞİ
Yücel, MEB'in eğitimin bileşenlerinin görüşlerini almadan hazırladığı kanunun, öğretmenlerin ve eğitim emekçilerinin taleplerini yok sayarak yasalaşma sürecine girdiğini dile getirdi. “Öğretmenlik Mesleği Kanunu, eğitim alanındaki en önemli unsurlardan birisi olan öğretmenleri yok sayarak, mevcut sorunlara çözüm üretmekten uzaktır,” dedi. Özellikle mevcut öğretmenlerin ve atama bekleyen öğretmenlerin taleplerinin hiçe sayıldığını ifade etti.
ÖMK'nin içerdiği maddelerin, öğretmenlerin mesleki haklarını güvence altına almak bir yana, onlara daha zor şartlar altına sokacak hükümler içerdiğine dikkat çeken Yücel, kanuna dair temel itirazlarını şu şekilde sıraladı:
Yanıltıcı Tanım: Yücel, kanun teklifinin öğretmenlik mesleğini tanımlamadığını, meslek kanunu niteliği taşımadığını belirtti. “Öğretmenliğin temel özellikleri, görev ve sorumlulukları, mesleki hakları, sosyal hakları gibi konular hiçbir şekilde kapsamda yer almıyor,” dedi.
Anayasa Mahkemesi Kararlarının Göz Ardı Edilmesi: Yücel, daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükümlerin, yeniden düzenlenmeden kanun teklifinde yer aldığını belirtti. “Özellikle aday öğretmenlik süreci, güvencesiz bir hale getirilmiştir,” diye ekledi.
Unvan Ayrımı: Uzman öğretmen ve başöğretmen unvanlarının görevde herhangi bir yetki farklılaştırması olmadan korunmasının kabul edilemez olduğunu savunan Yücel, “Meslek kıdemine göre yapılan ücret düzenlemesi, tüm öğretmenlere unvan şartı aranmaksızın verilmelidir,” dedi.
Eğitim Fakülteleri Üzerindeki Suçlamalar: Kanun teklifinin eğitim fakültelerini başarısız gösterdiğini belirten Yücel, “Bu gerçek dışı bir iddia ve öğretmen yetiştiren kurumların itibarını zedelemektedir,” şeklinde konuştu.
Öğretmenlik Mesleğinin Güçlendirilmemesi: Yücel, kanun teklifinin öğretmenleri otoriteye uygun şekilde seçmeyi amaçladığını ve bu anlayışın öğretmenleri güçlendirmek yerine zayıflatmayı hedeflediğini vurguladı.
Güvencesiz İstihdam: Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi güvencesiz istihdam biçimlerinin yaygınlaştırıldığını ifade eden Yücel, “Hazırlık eğitimi adı altında yeni bir güvencesizlik basamağı eklenmektedir,” dedi.
Öğretmen Yetiştirme Sistemindeki Sapma: Öğretmen yetiştirme sürecinde ciddi bir sapma olduğunu belirten Yücel, “Lisans eğitimi üzerine kısa süreli bir eğitimle öğretmenlik mesleğini kazanma öngörülmesi, mesleğin niteliğini düşürecektir,” diye ekledi.
Hakların Yok Sayılması: Kanun teklifinde öğretmenin haklarının görmezden gelindiğini belirten Yücel, “Görev ve sorumluluklar detaylandırılırken sosyal haklar, kürsü dokunulmazlığı, dinlenme ve tatil hakları gibi konular yok sayılmıştır,” dedi.
Milli Eğitim Akademisi'nin Reddedilmesi: Öğretmenlik mesleğini sadece MEB’in belirleyeceği hazırlık eğitimine dayandıran anlayışı reddettiklerini ifade eden Yücel, “Öğretmenlik, öğretmen yetiştiren kurumlarda edinilen beceri ve bilgiye dayalı bir uzmanlık mesleğidir,” şeklinde konuştu.
Yücel, eğitim alanındaki sendikalar olarak, yeniden TBMM gündemine gelecek olan kanun teklifine itiraz ettiklerini dile getirerek, "Unvanlarda ayrıştırmayı kabul etmiyoruz! Kıdem yılına göre tüm öğretmenlere ödemeler yapılmalı, bu ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır,” dedi.
Ayrıca, öğretmenlik diplomasının esas alınması gerektiğini vurgulayan Yücel, “Milli Eğitim Akademisi’ni kabul etmiyoruz! Öğretmenlik diploması esastır, başka bir yapıya ihtiyaç yoktur,” ifadelerini kullandı.
Eğitim İş Osmaniye, öğretmenlerin haklarının korunması için kararlılığını sürdürürken, MEB ve siyasi iktidarın bu taleplere kulak vermesi gerektiğini yineledi. Yücel, “Gerçek bir meslek kanunu hazırlanması için ILO ve UNESCO ortak belgesi olan ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ metni esas alınmalıdır,” diyerek, öğretmenlerin ekonomik, demokratik ve özlük haklarının iyileştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.