Özel Haber

Çukurova’da Su Kıtlığı Alarmı: "Su Yok, Ekim Yok"

Çukurova'da Su Krizi: Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği, su yetersizliği nedeniyle çiftçilere güz ekimlerini yapmamalarını önerdi.

Abone Ol

Çukurova Çiftçisine Su Krizi Uyarısı: "Su Yok, Ekmeyin"

Çukurova’da Su Kıtlığı Alarmı

 Türkiye’nin tarım merkezlerinden biri olan Çukurova, giderek derinleşen bir su kıtlığıyla karşı karşıya. Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği tarafından çiftçilere gönderilen resmi yazıda, sonbahar ekimleri için net bir mesaj verildi: "Su yok, ekmeyin". Bölgedeki su kaynaklarının yetersizliği, tarımsal üretimi ciddi şekilde tehdit ediyor ve çiftçilerin gelecek planlarını belirsizleştiriyor.

Yetersiz Su Tahsisi

Seyhan Barajı’ndan yalnızca 357.31 hektarlık bir alana su sağlanabileceği açıklanmış durumda. Bu yetersiz miktar, çiftçilerin güz dönemi ekimlerini yapmamaları yönünde bir tavsiyeye dönüşüyor. Belgede belirtilen su sıkıntısı, özellikle güz dönemi ürünlerini ekmeyi planlayan çiftçileri büyük bir belirsizliğe sürüklüyor. Bu durum, tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilirliği açısından ciddi sorunlara yol açabilir.

Resmi Yazının Detayları

 Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği tarafından 12 Temmuz 2024 tarihinde dağıtım yerlerine gönderilen resmi yazıda, Seyhan Barajı'nda 357.31 hm³ sulamada kullanılabilir su bulunduğu belirtildi. Yazıda, bu miktarın yalnızca çok yıllık bitkilerin (narenciye, her çeşit meyve bahçesi, her çeşit fidan vb.) su ihtiyaçlarını karşılayabileceği, güz ekimi (soğan-sarımsak, patates, her çeşit sebze vb.) yapılması halinde çok yıllık bitkilere su verilmemesi riski oluşacağından, kendi imkanları ile sulama yapabilecek çiftçiler haricinde güz ekimi için su verilmesinin mevcut su bütçesi ile mümkün görülmediği vurgulandı.

Kendi İmkanlarınızla Sulayın

Çiftçilere, kendi imkanlarıyla, örneğin kuyu suyu kullanarak sulama yapmaları öneriliyor. Ancak bu, zaten mali açıdan zorlanan çiftçiler için ek bir yük anlamına geliyor. Kuyu suyu kullanımı, hem ek maliyetler doğurmakta hem de mevcut yer altı su kaynaklarını tüketme riski taşımaktadır. Çiftçiler, ekonomik zorluklarla başa çıkmaya çalışırken bir de su sorunu ile karşı karşıya kalıyor.

Etkilenen Köyler ve Mahalleler:

  • Ceyhan Mahalleleri: Coşkunpınar, Kızıldere
  • Yüreğir Mahalleleri: Cine, Çotlu, Dedeoğlu, Denizliyayusu, Düziçe, Gümüşyazı, Hacıalı, Havutlu, Herekli, Karahamzalı, Kızılcaköy, Köklüce, Taşlıçukur, Tuzluca, Yakapınar, Yeniceköy, Yüreğen, Yunoşoğlu, Çiçekli, Vayvaylı, Kaşlıca, Nacarlı, Gökotlu, Kıtık, Çatalpınar (Zıylan)
  • Karataş Mahalleleri: Bahçe, Bebeli, Adalı, Kesik, Ataköy, Çavuşlu, Damlapınar, Dolaplı, Gökayaz, Kızıltahta, Karataş İskele
  • Sarıçam Mahalleleri: Dağcı, Göztepe, İncirlik, Mutlu, Müminli, Suluca, Yüreklidam

Ekonomik ve Sosyal Etkiler

Su kıtlığı, bölgedeki gıda güvenliğini ve yerel ekonomiyi tehdit ediyor. Çiftçiler, büyük kayıplar yaşayabilir ve bu da bölgenin ekonomik yapısını olumsuz etkileyebilir. Tarımsal üretimin azalması, gıda fiyatlarının artmasına ve tüketicilerin de bu durumdan olumsuz etkilenmesine yol açabilir. Ayrıca, çiftçilerin gelir kaybı, bölgedeki ekonomik faaliyetlerin daralmasına ve sosyal sorunların artmasına sebep olabilir.

Uzmanlar Ne Görüşte ? Çözüm Önerileri Neler?

Uzmanlar, su kaynaklarının daha etkili yönetilmesi ve tarımsal sulama tekniklerinin modernize edilmesi gerektiğini belirtiyor. Su tasarrufunu artıracak teknolojilerin kullanımı ve suyun daha verimli dağıtılması, uzun vadede su kıtlığını hafifletebilir. Ayrıca, devletin bu krize müdahale etmesi ve çiftçilere gerekli destekleri sağlaması bekleniyor. Hükümetin su yönetimi politikalarını gözden geçirmesi ve çiftçilere maddi destek sunması, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor.

Çukurova’daki su krizi, iklim değişikliği ve artan su yönetimi problemleriyle daha da derinleşiyor. Bölge için alınacak acil önlemler, sadece yerel çiftçilerin durumunu iyileştirmekle kalmayıp, Türkiye'nin tarım sektörü için uzun vadeli sürdürülebilir çözümler sunabilir. Tarım sektöründe sürdürülebilirliği sağlamak ve su kaynaklarını korumak adına, çiftçilerin ve yetkililerin iş birliği içinde çalışması gerekiyor. Bu kriz, sadece Çukurova'nın değil, tüm Türkiye'nin tarım politikasını yeniden değerlendirmesi gerektiğini gösteriyor.