Kahramanmaraş

Türk edebiyatının "Dede Korkut"u Karakoç ve "Kudüs Şairi" Pakdil'in isimleri yaşatılıyor

- Kahramanmaraş Yedi Güzel Adam Müzesi'nde özel çizilmiş resimleri ve eserleri sergilenen şairlerin isimleri mahalle, cadde, bulvar, sokak, çeşme, kütüphane, tünel, öğrenci yurdu, konferans salonlarına ve okullara verilerek ölümsüzleştiriliyor

Abone Ol

KAHRAMANMARAŞ (AA) - İZZET MAZI - Türk edebiyatının önemli isimlerinden merhum şair ve yazar Bahaettin Karakoç ile mütefekkir, şair, deneme ve oyun yazarı Nuri Pakdil'in isimleri memleketleri Kahramanmaraş'ta yaşatılıyor.

Kahramanmaraş Yedi Güzel Adam Müzesi'nde özel çizilmiş resimleri ve eserleri sergilenen şairlerin isimleri mahalle, cadde, bulvar, sokak, çeşme, kütüphane, tünel, öğrenci yurdu, konferans salonları ve okullarda yer alıyor.

Türk edebiyatının "Dede Korkut"u olarak anılan ve 17 Ekim 2018'de hayata gözlerini kapatan Karakoç vefatının beşinci, "Kudüs Şairi" olarak bilinen ve 18 Ekim 2019'da yaşama veda eden Nuri Pakdil ise vefatının dördüncü yılında memleketleri Kahramanmaraş'ta anılıyor.

Şair ailenin üç çocuğundan biri olan Bahaettin Karakoç'un oğlu Oğuz Karakoç, AA muhabirine, babasının bıraktığı eserlerin ve izin çok önemli olduğunu, bunun en büyük göstergesinin ise her ölüm yılında anma programlarının düzenlenmesi olduğunu söyledi.

Çok hoşgörülü bir insan olan babasının isminin çeşitli yerlere verilmesinin kendilerini çok mutlu ettiğini dile getiren Karakoç, şöyle konuştu:

"Edebiyatın başkenti olarak anılan Kahramanmaraş'ta Edebiyat Yolu'nda Bahaettin Karakoç isminde bir tünel mevcut. Bu da Karakoç ailesi olarak beni ve ailemi mutlu ediyor. Okullarımızda da Bahaettin Karakoç köşeleri açılıyor, okul kapılarına Bahaettin Karakoç giydirmeleri yapılıyor. Diğer taraftan Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzesi'nde de Abdurrahim Karakoç olsun Bahaettin Karakoç olsun isimlerin bulunması bizi mutlu ediyor. Geleceğe taşınması açılışından bu sayıların çoğaltılması bizi mutlu edecektir. Gönlümüz düşüncemiz bu istikamettedir. Babam kendini hep edebiyata verdiği için aileye fazla vakit ayıramıyordu. Ama annem bunu anlayışla karşılıyor her çalışmasında ve faaliyetlerinde destek veriyordu. Yani Bahaettin Karakoç bugün o seviyeye gelmişse rahmetli annemin çok büyük etkisi vardır."

- Babasının eserleriyle kütüphane kurulacak

Geçen yıl 6 Şubat'taki depremlerde şehrin birçok yeri gibi babasının vefatı sonrası koruma altına aldıkları evinin de yıkıldığını belirten Karakoç, yatak odasına kadar tüm odaları kütüphane olan evden kurtarabildikleri eserlerin Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi'nde (KSÜ) bir depoya yerleştirildiğini ifade etti.

Bir kardeşinin yurt dışında yaşadığını, onun gelmesiyle kitapların depodan çıkartılıp gerekli tasniflerin ardından üniversite bünyesinde Bahaettin Karakoç Kütüphanesi oluşturulacağını dile getiren Karakoç, babası ve amcası merhum Abdurrahim Karakoç'un isimlerinin okul, köprü, tünel gibi şehirdeki birçok yerde yaşatıldığını ve bu durumun tüm aileyi onurlandırdığını sözlerine ekledi.

Bahaettin Karakoç'un yakın arkadaşı Ramazan Avcı da "Şiiri hobi olarak yazan birisi değil, meslek edinmiş bir şairdi. 24 saatini, şiiri soluyarak, şiiri düşünerek yazan bir sanatçıydı. Hatta çoğu zaman böyle günlük hayatta bir sohbet ederken ya da bir seyahat ederken dudaklarının kıpırdadığını görürdüm. O zaman anladım ki Bahaettin Karakoç şiirde kuluçkaya yatmıştır. Şiiri artık yaşıyordu. Bahaettin Karakoç'un şiir anlayışında devamlı bir hareketlilik var. Devamlı bir yenilenme var ama bu yenilenme başıboş bir arayış içerisinde olmak değildir." ifadelerini kullandı.

İlk şiiri henüz 12 yaşındayken 1942'de Yurt gazetesinde yayımlanan ve "Beyaz Kartal", "Türk Şiirinin Dede Korkut'u" ve "Türk Şiirinin Türkmen Dervişi" gibi ünvanlar verilen Bahaettin Karakoç, "Mevsimler ve Ötesi", "Seyran", "Zaman Bir Beyaz Türküdür", "Sevgi Turnaları", "Ay Şafağı Çok Çiçek", "Kar Sesi", "İlkyazda", "Bir Çift Beyaz Kartal", "Menzil", "Uzaklara Türkü", "Güneşe Uçmak İstiyorum", "Şiir Burcunda Çocuk", "Beyaz Dilekçe", "Güneşten Öte", "Dolunay Şiir Güldestesi", "Leyl-ü Nehar Aşk", "Aşk Mektupları", "Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman", "Ay Işığında Serenatlar", "Sürgün Vezirin Aşk Neşideleri", "Ben Senin Yusuf'un Olmuşum", "Gündemde Yine Aşk Var", "Seyran", "Sabah Esintileri" ve "Kar Sesi" gibi eserlere imza attı.

- "Kudüs şairi" Nuri Pakdil

Mütefekkir, şair, deneme ve oyun yazarı Nuri Pakdil'in kuzeni Mehmet Abama, Pakdil'in isminin yaşatılmasının ailesi ve yakınlarını çok mutlu ettiğini söyledi.

Abama, "Hem şehrimiz için hem de bunun ülke boyutu bağlamında çok önemli olduğunu ve isminin ya da düşüncelerinin tanıtılması ya da devam ettirilmesi noktasında önemli bir parametre olduğunu düşünüyorum." dedi.

Duran Boz da arkadaşı Pakdil'in Türk edebiyatına silinmez eserler bıraktığını ifade etti.

Boz, "Pakdil, bir eylem adamıdır. Yani kurduğu cümle ile yaptığı iş birbiriyle çelişmeyecek derecede bütünleşmiş bir eylem adamıdır. 'Ben Kudüs'e bakıyorum şimdi' demiş ise yönünü dönüp Kudüs'e bakmıştır. Arkadaşlarını çok sever, insan sevgisinin ancak Peygamber sevgisi ile başlayabileceğini vurgulayan bir insandır." ifadelerini kullandı.

Nuri Pakdil'in hayatı boyunca kaleme aldığı 42 eserden bazıları şöyle:

"Umut (oyun)-1974", "Harikalar Tablosu (çeviri)-1974", "Ay Operası (çeviri)-1975", "Bağlanma (deneme)-1979", "Put Yapımevleri (oyun)-1980", "Bir Yazarın Notları-I (deneme)-1980", "Bir Yazarın Notları-II (deneme)-1981", "Edebiyat Kulesi (deneme)-1984", "Derviş Hüneri (deneme)-1997", "Arap Saati (deneme)-1997", "Klas Duruş (deneme)-1997", "Osmanlı Simitçiler Kasidesi (şiir)-1999", "Bakır Dönemi (oyun) 2014"