Karaçay’ın gür akan sularıyla dönen bu tarihi değirmen, Bahçeli Bulvarı’nın üçüncü etap sonunda, sola dönüldüğünde Akşemsettin Camii’nin bulunduğu yerde yer alıyordu. Günümüzde bu alanda artık bir cami yükseliyor, ancak Ağdeğirmen ve çevresi, Osmaniyelilerin hafızasında eşsiz bir yer tutmaya devam ediyor.
Çınarın Gölgesindeki Hatıralar
Eski Osmaniye’de, buğdayların su değirmenlerinde öğütülerek un haline getirildiği zamanlarda, ekmeklerin tadı bir başka güzeldi. Ağdeğirmen, yalnızca bir üretim noktası değil, aynı zamanda bölge halkının sosyal buluşma alanlarından biriydi. Değirmenin hemen önünde bulunan büyük çınar ağacı, buğdayını öğütmek için bekleyenlerin sohbetine ve dinlenmesine ev sahipliği yapardı.
Osmaniyeliler arasında sıkça dile getirilen "Çınar, suyu sever" sözü, bu bölge için özel bir anlam taşıyordu. Karaçay’ın serin suları ve çınarın gölgesi, değirmen etrafındaki hayatı şekillendiriyordu.
Tarihe Tanıklık Eden İsimler
Eski bir fotoğrafta, değirmenin yakınında oturan Osmaniye’nin tanınmış simaları görülüyor. Hüsamettin Ersoy, İshak Ersoy (eski belediye başkanı), Karaca Dede ve Ahmet Şekip Ersoy (eski belediye başkanı), bu tarihi mekânda bir araya gelmişler. Bu isimler, yalnızca Ağdeğirmen’in değil, aynı zamanda Osmaniye’nin toplumsal ve siyasi hayatının da önemli parçalarıydı.
Zamanın İzleri ve Günümüz
Ağdeğirmen’in yerinde artık Akşemsettin Camii bulunuyor. Ne Karaçay’ın sularıyla dönen çarklar ne de çınarın gölgesinde yapılan sohbetler var. Ancak bu mekânın anıları, Osmaniyelilerin hafızasında ve anlatılarında yaşamaya devam ediyor.
Bölge sakinlerinden bir Osmaniyeli, duygularını şöyle ifade ediyor:
"Ağdeğirmen, bizim çocukluğumuzun şenlikli mekânlarından biriydi. Karaçay’ın sesiyle harmanlanan sohbetler, değirmenden yayılan un kokusu ve çınarın gölgesi, bizim için eşsizdi. Şimdi oradan geçerken o günleri hatırlamamak mümkün değil."
Yeşili ve Mirası Korumak İçin Çağrı
Osmaniye’nin bu gibi tarihi değerlerini hatırlamak, korumanın ve gelecek nesillere aktarmanın önemini bir kez daha gösteriyor. Çınarların, su kaynaklarının ve tarih kokan mekânların yok olmaması için yerel yönetimler ve halkın iş birliğiyle çalışması gerektiği vurgulanıyor.
Ağdeğirmen gibi yerler, yalnızca birer yapı değil, Osmaniye’nin geçmişine ve kimliğine ışık tutan simgeler olarak hatırlarda yer ediyor. Geçmişe saygı ve geleceğe sorumlulukla yaklaşarak, bu mirasların izlerini yaşatmak hepimizin görevi.