Modern şehir yaşamının sunduğu en büyük nimetlerden biri apartman hayatı olsa gerek. Yan dairenizdeki komşunun özel hayatına istemeden de olsa bu kadar hakim olabileceğiniz başka bir yaşam şekli bulmanız zor. Apartmanda yaşamak, bir nevi toplumsal dayanışmanın ve sabırın sınandığı bir sanat dalı haline gelmiş durumda. Bu sanatın inceliklerine hadi birlikte göz atalım:
Kanepe Çekme Sanatı
Gece yarısı, tam da rüyanızın en heyecanlı yerinde olduğunuzu düşünün. Belki de hayalinizdeki tatilin tam ortasındasınız ya da piyangoyu kazanmışsınız. Derken bir gürültü... Üst kattaki komşunuz, sanki kanepeyi evin içinde taşımaya karar vermiş. Saatin kaç olduğunun önemi yok; çünkü o kanepe mutlaka yer değiştirmeli! Gecenin bir yarısında kanepe çeken komşular, apartman hayatının bir klasiğidir. Kim bilir, belki de onlar için bu bir tür terapi, bir çeşit meditasyon. Kanepeyi her çekişlerinde, içlerindeki negatif enerjiyi atıyor olabilirler mi? Biz de alt katta uykusuzluk terapisine maruz kalanlar olarak, belki bu duruma anlayışla yaklaşmalıyız. Sonuçta, bu da bir tür komşuluk dayanışması değil mi?
Kapı Önünde Vedalaşma Festivali
Ve tabii ki kapı önü vedalaşmaları! Misafirperver bir toplumuz, kabul. Ama her misafirliğin sonunda kapı önünde dakikalarca süren vedalaşmalar, bir süre sonra apartmanın sabit bir etkinliği haline geliyor. Vedalaşma anında, sanki o kapının önünden hiç ayrılamayacakmış gibi konuşmalar, espriler, kahkahalar... Hele ki yüksek sesle yapılan "Hadi yine bekleriz!" nidaları. Kalabalık misafir grubu, apartmanın sessizliğinde yankılanırken, biz de kendi dairemizde bu seslerin bitmesini bekleriz. Aslında bu vedalaşmalar, apartman yaşamının sosyal bir ritüeli haline gelmiş durumda. "Bize geldiler, biz de onlara gideriz" mantığıyla süren bu döngü, belki de toplum olmanın en eğlenceli yanlarından biri.
Misofonya
Apartman hayatının bu küçük zorlukları, bir noktada dayanışmayı ve sabrı öğretir. Kanepe çeken komşuya, kapı önü vedalaşmalarına mizahi bir pencereden bakmayı öğrenmek, bu yaşam tarzını daha katlanılır kılar. Belki de üst kattaki komşunuzla, kapı önünde vedalaşanlarla ilgili bir anekdotu paylaşarak, birlikte gülmenin keyfini çıkarabilirsiniz.
Sonuç olarak, apartmanda yaşamak bir sanattır. Bu sanatı icra ederken, biraz sabır, biraz daha sabır ve biraz daha sabır! gerektiğini unutmayalım. Kanepe sesleri ve kapı önü vedalaşmaları, apartman yaşamının birer parçası olarak, hayatımıza renk mi katar yoksa hayattan mı soğutur onu yaşayan bilir. Hele bir de Misofonya hastası ise.
Tabii ki, bu sanatın ustaları sadece kanepe çekenler veya kapı önü vedalaşmalarında değil. Apartman yaşamının diğer küçük ama sinir bozucu detayları da var: sabahın erken saatlerinde matkapla delik açan komşular, çivi çakanlar ya da tepenizde koşu bandı ile idman yapanlar. Tüm bu olaylar, apartman hayatının dramatik ve komik yanlarını gözler önüne serer. Belki de en iyi çözüm, bu olaylara mizahi bir bakış açısıyla yaklaşmaktır. Sonuçta, yaşadığımız bu karmaşa, bize insan ilişkilerinin ne kadar karmaşık ve aynı zamanda eğlenceli olabileceğini gösterir.
Elbette Misofonya hastası iseniz ve giriş katta oturuyorsanız gürültücü bir komşu size hayatı zehredebilir. Tecrübe ile sabit!