Adana

Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Solmaz: “Sağlık taramaları erken ölümleri önleyebilir”

HEMATOLOJİ UZMANI DOÇ. DR. SONER SOLMAZ, BELİRGİN SEMPTOMLAR ORTAYA ÇIKMADAN ÖNCE OLASI SAĞLIK SORUNLARINI TESPİT ETMEK İÇİN YAPILAN SAĞLIK TARAMALARININ ÖNLEYİCİ SAĞLIK AÇISINDAN ÖNEMLİ KONTROLLER OLDUĞUNU SÖYLEDİ.

Abone Ol

Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Soner Solmaz, belirgin semptomlar ortaya çıkmadan önce muhtemel sağlık sorunlarını tespit etmek için yapılan sağlık taramalarının önleyici sağlık açısından önemli kontroller olduğunu söyledi.

Acıbadem Adana Hastanesi Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Soner Solmaz, kan basıncı ve kolesterol seviyelerinden kanser belirtilerine ve genetik yatkınlıklara kadar bir dizi test ve muayeneyi içeren sağlık taramalarının erken teşhis ve yaşam kalitesini artırmada etkili olduğunu belirtti.

Sessizce ilerleyen ve herhangi bir semptom ortaya çıkmadan önce önemli hasara neden olabilen hipertansiyon, diyabet ve bazı kanserlerin bu taramalar sayesinde erkenden tespit edilebildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Solmaz, “Hastalık tespitinin ötesinde, taramalar risk değerlendirmesinde önemli bir rol oynar. Birçok kronik hastalığın aile geçmişi, yaşam tarzı seçimleri ve çevresel maruziyetler gibi tanımlanabilir risk faktörleri vardır. Kapsamlı taramalar yoluyla, bireyler kişisel risk profilleri hakkında önemli tıbbi bilgiler elde edebilirler. Bu bilgilerle yaşam tarzı değişiklikleri, önleyici tedbirler ve erken müdahale stratejileri hakkında bilinçli kararlar alabilirler” diye konuştu.

“Taramalar hızlı ve acısızdır”

Bu taramaların daha sağlıklı bir nüfusa katkıda bulunduğuna değinen Doç. Dr. Solmaz, kronik hastalıkları belirlemenin ve yönetmenin, sağlık sisteminin yükünü azaltıp, sağlık bakım maliyetlerini düşürerek önemli bir fayda da sağlayabileceğini dile getirdi. Kalp hastalığı ve felç gibi durumların erken tespiti ve tedavisinin, erken ölümleri ve sakatlıkları önleyebileceğinin altını çizdi.

Bu taramaların “gereksiz veya zaman alıcı” olduğuna dair yanlış bir algı bulunduğuna işaret eden Doç. Dr. Solmaz, faydalarının rahatsızlıklarından çok daha fazla olduğunu; pek çok taramanın hızlı ve acısız olduğunu, genellikle sigorta tarafından karşılandığını söyledi.

Taramaların etkisini artırmak için bireysel ihtiyaçlara ve risk faktörlerine göre uyarlanması gerektiğini belirten Solmaz, “Uzmanlar yaşa, cinsiyete ve aile geçmişine göre uygun taramaların neler olabileceği konusunda kişiye bilgi verirler. Bu taramalar yapıldıktan sonra kişinin taramaların faydalarını tamamlamak için dengeli bir diyet, düzenli egzersiz ve zararlı maddelerden kaçınmaya özen göstermesi gerekir” diye konuştu.

“Yaygın olarak yapılan taramalardan biri kolesterol”

Taramalar arasında yaygın olan kolesterole değinen Doç. Dr. Solmaz, “En yaygın olarak bilinen iki kolesterol, "kötü" kolesterol (LDL) ve "iyi" kolesterol (HDL) taraması kan testiyle yapılır. Kolesterolü yüksek olanlarda kalp damar hastalıkları riski daha yüksektir. Çalışmalar, yüksek kolesterolünü düşüren kişilerin kalp hastalığı riskini azaltabileceğini göstermiştir” dedi.

“Sık görülen kanserlerden birisi olan Kolon Kanseri taraması ihmal edilememeli”

Dışkıda kan bulunmasının kalın bağırsak (kolon) kanserinin habercisi olabileceği bilgisini veren Doç. Dr. Solmaz, bunun aynı zamanda belirli ilaçlar veya yiyecekler, gastrointestinal kanama veya hemoroidler gibi kanser ile ilgisi olmayan hastalıklardan da kaynaklanabileceğini; 50 yaşından itibaren test yapılması gerektiğini ifade etti.

“65 yaş altı kadınlara Pap Smear testi yapılmalı”

Kadınlara uygulanan Pap Smear testi hakkında konuşan Doç. Dr. Solmaz “Kadınlarda serviks (rahim ağzı) kanserini gösteren hücresel değişiklikleri aramak için serviksten alınan hücre örnekleridir. Pap smear, 65 yaş altı cinsel olarak aktif kadınlarda, genellikle hiçbir semptomun olmadığı bir aşamada kanseri tespit etmek için önemli bir tarama testidir. Bazı kuruluşlar ayrıca Pap smear sırasında belirli popülasyonlarda HPV (insan papilloma virüsü) DNA taraması önermektedir” ifadelerini kullandı.

“Meme, kolon ve prostat taramaları yapılmalı”

Erkeklerde en sık görülen prostat kanserine karşı kandaki prostat spesifik antijen (PSA) seviyesini ölçen kan testinin prostat kanserine dair bir veri sunacağını belirten Doç. Dr. Solmaz, PSA seviyesinin kanser dışındaki nedenlerden dolayı da yüksek çıkabileceği uyarısında bulundu. Bu nedenle 50 yaş sonrası PSA testinin her yıl yapılmasını ve bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Aile geçmişi veya diğer risk faktörleri varsa daha erken olmak üzere 50 yaşında herkes için kolon kanseri veya kolon polipleri için tarama öneren Solmaz, “Bunun dışında 50 yaşından sonra her 1 ila 2 yılda bir meme kanseri için mamografi taraması önermektedir. Bu test, klinik meme muayenesi ile birlikte yapılır. Amerikan Diyabet Derneği (ADA), kilodan bağımsız olarak tüm yetişkinlerin 45 yaşında diyabet veya prediyabet için taranmasını önermektedir. Ek olarak, diyabet semptomları olmayan kişiler aşırı kilolu veya obez ise ve bir veya daha fazla ek diyabet risk faktörüne sahipse taranmalıdır” diye konuştu.