Haberde insan

Bad-ı Saba konutları A Blok altında su kuyusunun olmadığı ortaya çıktı

BAD-I SABA KONUTLARININ A BLOĞUNUN ALTINDA SU KUYUSU VE SIVILAŞMANIN OLMADIĞININ BİLİRKİŞİ RAPORLARINDA DA MEVCUT OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

Abone Ol

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremde yıkılan Bad-ı Saba konutlarının A Bloğunun altında su kuyusu ve sıvılaşmanın olmadığının bilirkişi raporlarında da mevcut olduğunu ifade eden ve iddialara mahkemede cevap veren tutuklu sanık müteahhit Şahin Avşaroğlu, ‘’Depremlerde patlayan şebekeler olmaktadır, sonrasında duruşmada beyanı alınan AFAD görevlisi tanık. Bu suyun temiz su olduğunu, borunun patladığını beyan etti” dedi.

Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan ve 42 kişinin hayatını kaybettiği Bad-ı Saba Konutları ile ilgili 1’i tutuklu 10 sanığın yargılandığı dava dosyasının 3’üncü celse duruşmasına Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.

Duruşmaya tutuklu sanık Şahin Avşaroğlu, tutuksuz sanıklar, müştekiler ile avukatlar katıldı.

Yıkılan binanın kalıp ve donatı kontrol formları ve beton döküm tutanaklarının belediyeden talep edilip dosyaya eklendi.

Mahkeme tarafından Bad-ı Saba konutlarının zemininde keşif yapıldığı, sondaj çalışmalarının gerçekleştirildiği, alınan numunelerin DSİ 20. Bölge Müdürlüğüne teslim edildiği ve raporun henüz gönderilmediği okundu.

Daha sonra mahkeme başkanı tanıkların beyanlarını dinledi.

’Bu parselde bir kuyu var, ancak bu kuyu E bloğun yanındadır’

Tanık beyanlarının ardından Bad-ı Saba konutları müteahhidi sanık Şahin Avşaroğlu verdiği beyanda binanın altında su kuyusunun bulunmadığını ifade etti.

Su kuyusu E blok yanında bulunduğunu, yıkılan A blok altında su kuyusu bulunmadığını, mahkemece keşif mahallinde yapılan gözlemler sonucu ortaya çıktığını ifade eden Avşaroğlu, “Ben binayı yönetmelikler çerçevesinde aldığımız ruhsata istinaden yaptım, müştekilerden biri binanın temelinin 9 kat olduğunu beyan etti, bu husus doğru değildir, binanın ruhsatı 15 kattır. Bu ruhsatı veren belediyedir, biz buna uygun olarak projelerimizi hazırlayıp binayı yaptık. Baştan beri araştırılmadan şahsıma iftiralar atılmaktadır, başta betonu ele aldılar, betonun içinde taş parçaları olduğu iddia edildi, ancak karot örnekleri alındı. Deprem görmüş binadan alınan karot numunelerinin analizleri deprem yönetmeliğinin üzerinde çıkmıştır. Sonrasında binanın altında kuyu olduğu iddia edilmeye başlandı, ben binanın altına kuyu yapacak değilim, bu parselde bir kuyu var, ancak bu kuyu E bloğun yanındadır. Buna dair DSİ’nin evraklarını sunduk, keşif sırasında da bu husus tespit edildi, sonrasında bodrum kattaki sudan bahsedildi, bu suyun dışarıdan gelme ihtimali yoktur, deprem dosyalarında ilk ifade veren 3 kişiden biri bendim. Sarsıntılar devam ederken ifademiz alındı, binanın hafriyatı sırasında ben başında bekledim, temelde su yoktu, bu su KASKİ’nin şebeke suyunun patlaması ile alakalıdır. Bunu tecrübelerimle biliyorum, depremlerde patlayan şebekeler olmaktadır, sonrasında duruşmada beyanı alınan AFAD görevlisi tanık bu suyun temiz su olduğunu, borunun patladığını beyan etti, müştekiler şebeke suyu kullandıklarını, aboneliklerinin olduğunu söylediler.

‘Ben binayı yönetmeliğe uygun yaptım’

Olaydan 15 ay sonra bir fotoğraf çıktı, bu fotoğrafın bizim bina olup olmadığı belli değildir, bizim bina olduğunu kabul etsek dahi nerenin fotoğrafı olduğu da belli değildir. Enkaz çalışma aşamasında enkazın üzerinden tonlarca ağırlıkta iş makineleri geçmiştir, buna rağmen fotoğrafa bakıldığında etriyelerin görevini yaptığı görülmektedir, dosyadaki tutanaklarda etriyelerin hatalı olduğuna dair hiçbir tutanak bulunmamaktadır. Deprem dosyalarında bu hususlar incelenmiştir, hatalı olanlarla ilgili tutanaklar dosyalara konulmuştur, asılsız iddiaları duyunca üzülüyorum, ben binayı yönetmeliğe uygun yaptım. Yapı denetim şirketi görevlileri ve belediye görevlileri gelip binayı incelediler, ben böyle olsun istemezdim, yönetmelik depreme yeterli gelmediyse bu benim suçum mu, 21 aydır yüksek güvenlikli kapalı cezaevindeyim, psikolojik olarak sıkıntılar yaşamaktayım, yaptığım işte bir eksiğim, hatam yoktur, tahliyemi talep ediyorum" dedi.

Tutuklu müteahhit müvekkilinin tahliyesini talep eden Av. Cankat Şahin, “Önceki savunmalarımızı tekrar ediyoruz, müvekkilin savunmalarına iştirak ediyoruz. Soruşturma aşamasında KASKİ abonelikleri olmadığını beyan ettiği için iddianame bu şekilde tanzim edildi, ancak huzurunuzda abonelikleri olduğunu beyan ettiler dedi. Av. Şahin “Binanın yapımı ile ilgili bir kusurdan bahsedilmemiştir, zemin etüdünü yapan kişi sanık L.V’dur, bilirkişi raporunu düzenleyen heyetin başka bir dosya ile ilgili sunduğu bir raporda zemin ile ilgili eksikliklerden kimlerin sorumlu olduğunu yazmışlardır, ancak dosyaya konu raporda zemin ile ilgili kısma yapı denetim şirketini de dahil etmiştir, zemin ile ilgili eksikliklerden müvekkil de yapı denetim şirketi de sorumlu değildir” dedi.

Av. Şahin, “İddianamede bahsedilen iddiaların doğru olmadığı ortaya çıktı, zeminle ilgili bir rapor beklenmektedir, sonrasında yeniden bilirkişi raporu alınacaktır, soruşturma aşamasında KTÜ’den alınan iki raporda da müvekkile kusur atfedilmemiştir, müvekkil bu dosya ile ilgili önce adli kontrolle serbest bırakıldı, kaçma ihtimali olsa o aşamada kaçardı, sonradan tutuklandı, müvekkil saygın bir iş adamıdır, sanık ceza aldıktan sonra kaçıp kaçmayacağı hususu savcılığın işidir, deliller büyük ölçüde toplanmıştır, müvekkilin zemini değiştirme ihtimali de yoktur, zemin suyu ile ilgili değerlendirme yapılmasını ve müvekkilin uygun görülecek adli kontrolle tahliyesini talep ediyoruz” dedi.

KTÜ tarafından düzenlenen iki raporda da müvekkilinin kusursuz olduğunun ortaya çıktığını ifade eden sanık Şahin Avşaroğlu müdafi Av. Mehmet Kayhan ise, "Katılan İ.’nin 9 katlı zemin üzerine 15 kat yapıldığı iddiası doğru değildir. Yüksek katlı binalarla ilgili sürekli böyle iddialar ortaya atılmaktadır, dosya kapsamında da bunun safsata olduğu bellidir, soruşturma aşamasında KTÜ tarafından düzenlenen iki raporda da müvekkilin kusursuz olduğu belirtilmiştir, kovuşturma aşamasında alınan raporda da zemin değerlendirmesinden sonra rapor düzenleneceği belirtilmiştir. Müvekkil 20 aydır tutukludur, yönetmelik gereği mühendislik hizmetini yerine getirdiği açıktır, müştekiler dışarıdan duydukları safsatalara inanmaktadırlar, bunlar sürekli konuşulunca herkes buna inanmaya başlamıştır, müvekkilin tahliyesini talep ediyoruz" dedi.

Öte yandan mahkeme tarafından talep edilen binanın yıkıldığı alanda keşif çalışmaları da yapıldı. Yapılan çalışmalarda sonrası açıklamada bulunan Av. Cankat Şahin, "Konya Teknik Üniversitesi tarafından düzenlenen rapor dikkate alınarak en az 40 metre derinlikli sondajların yapılmasına, yine raporda belirtilen hususlar yönünden incelemelerin yapılmasına, yapılacak sondaj işlemleri sonucu elde edilen numunelerin DSİ laboratuvarlarınca analizinin yapılmasına, bu hususta gerekli usuli işlemlerin yerine getirilmesi hususlarında işlem yapıldı. Su kuyusu bulunup bulunmadığı ve yeri hususunda naip hakimce gözlem yapılmış olup su kuyusunun E Blok yanında bulunduğu, keşif mahallinde yapılan gözlemde görülmüştür" dedi.

Mahkeme sanık müteahhit Şahin Avşaroğlu’nun tutukluluk halinin devamına karar verirken duruşmayı 22 Ocak 2025 tarihine erteledi.